Dava konusu taşınmazın ilk satış sırasındaki değeri ile 2. satış sırasında gerçek değerine yönelik iki bilirkişi raporu arasında fark oluştuğundan, mahkemece daha önce dinlenen bilirkişiler dışındaki 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan taşınmazın satış tarihlerindeki gerçek değerinin belirlenmesi amacıyla taşınmaz başında keşif yapılarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması gerektiği-
Taşınmazın ikinci kez satıldığı tarihteki değeri ile ilk satıştaki değeri ile gerçek değeri arasında önemli oransızlık olmadığından, tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
Mahkemece, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerleri ile satış bedelleri arasında misli farka rastlanmaması, davalılar arasında yakın arkadaşlık, akrabalık gibi durumların bulunduğunun ispatlanamaması gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, eniştesine yaptığı satışın davacının icra takip dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacı vekiline haciz ve cebri satış yetkisi verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davaya konu olan taşınmazın tapuda belirtilen değeri 25.000,00 TL olup yapılan keşif sonucu belirlenen değerinin ise 48.000.00 TL, davalı 3. kişinin ödediğini öne sürdüğü bedelin ise 34.500,00 TL olduğu, devamlılık arz eden yargısal uygulamalarla taşınmazın tapuda gösterilen satış değeri ile keşfen belirlenen gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın bulunduğu hallerde fahiş farkın bulunduğunun kabul edildiği, bu durumda taşınmazın değeri 48.000,00 ya da 34.500,00 TL olarak kabul edilse dahi, bedeller arasında fahiş farkın bulunmadığı- İİK.nun 280. maddesine göre kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta bulunmakta olup, davalılar arasında akrabalık bağı, iş ortaklığı, arkadaşlık gibi kötü niyeti gösterir bir durumun kanıtlanamadığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun taşınmazlarını eşinin kardeşine, sonra da oğluna satması halinde, söz konusu tasarrufların iptali gerektiği- Tasarrufun iptali davasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdiri ve ayrıca davacıdan peşin alınan harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile davalının kardeş olmaları nedeni ile aralarındaki tasarrufun İİK'nun 278/3-1 maddesine göre bağış niteliğinde olup iptali gerekeceği- Davalının akrabalık ilişkisi nedeniyle İİK'nun 280. maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olması bunun aksinin de ispat edilememesi nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
Borçlu ile kızı arasında yapılan ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufun iptali gerektiği-
Davacının kardeşine yaptığı satışın iptali ile arkadaşı olduğu iddia edilen üçüncü kişiye yapılan satışın ise davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İcra takibine ilişkin ödeme emrinin boşanma davasından çok sonra davalı borçlunun adresinde davalı-üçüncü kişi eski eşine tebliğ edildiği de anlaşıldığından, önceden karı-koca olan davalılar arasındaki satışın gerçek bir satış olmadığının kabulü gerektiği- Hükümde "tasarrufun iptaline" denmemişse de, mahkemece gerekçeli kararda tasarrufun iptali şartları da tartışıldığından, hükme "tasarrufun iptali" ifadesinin de eklenmesinin gerektiği-