Karı-koca  arasındaki tasarrufun iyi veya kötü niyetli yapılmasının bir önemi olmadığı, dava konusu taşınmaz, borcun doğumundan sonra davalı eşe devredildiğinden yapılan işlemin İİK. mad. 278/3-1 gereğince bağış niteliğinde olduğu- Dava konusu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından dava dışı kişiye devredilmesi ve davacı tarafın tercihini tazminat olarak kullanması halinde, bu durumda İİK. mad. 283/2 uyarınca, iptal davasının üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa bu değer nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilmesi gerektiği ve davalı 3. kişinin sorumlu olduğu miktarın elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri olması gerektiği-
Davalılar arasında arkadaşlık, komşuluk, iş ortaklığı bulunduğu birbirlerini uzun yıllardan beri tanıdıkları ve alacaklıları zarara sokmak kastıyla yapılan tasarrufların iptaline ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle onanması gerektiği-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç değeri arasında taşınmaz üzerindeki ipotek dikkate alındığında fahiş bedel farkı olmamakla birlikte taşınmazın kendisine devri yapılan davalı ile davalı borçlunun aynı köyde ikamet ettiği ve yapılan keşifte beyanları alınan mahalli bilirkişi beyanları ile dava konusu taşınmazları davalı üçüncü kişinin kullanmayıp keşif tarihi itibariyle halen davalı borçlunun ve akrabası veya hissedar olanlar tarafından kullanıldığının, davalı üçüncü kişinin İİK'nun 280. madde kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklıları ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşıldığı-
Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde üçüncü kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği- Taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin resmi nitelikte, yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerinde kurulu binanın (dükkanlı kargir otelin) hissesinin satışına yönelik tasarrufunun iptali ile takip dosyalarındaki alacak ve ferilerin tahsili amacı ile cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik verilen kararın onanacağı-
Davalı borçlunun aracını annesi olan davalıya devretmesi durumunda, İİK. mad. 283/1 uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, dava konusu aracın haciz ve satışına karar verilmesi gerektiği- Mahkemece kararda sadece "tasarrufun iptaline" karar verilmesi hatalı olup, kararın bu yönden düzeltilerek onanması gerektiği-
Davalı borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırma gayesi ile adına kayıtlı gayrimenkulleri düşük bedel ile davalılara onlardan da diğer davalıya devrettiği tasarrufun iptale tabi olduğu-
Devir tarihi itibariyle borçluların hissesine düşen bedele göre, edimler arasındaki fahiş fark nedeniyle üçüncü kişinin iyiniyet savunmasının dinlenemeyeceği- Taşınmazın çok kısa zaman aralığı ile ikinci kez devredilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve alacaklıdan mal kaçırma saikini ortaya koyduğu, yapılan resmi satışta davalı üçüncü kişinin, diğer satıştaki üçüncü kişinin vekili sıfatı ile vekaleten işlemin tarafı olduğu, borçlular ile üçüncü kişi arasında yapılan protokolün de, 'borçluların, alacaklısından mal kaçırma saikini' ve 'alıcının, borçluların acz içinde olduğunu bilebilecek durumda olduğunu' gösterdiğinden, söz konusu tasarrufların İİK mad. 278/2- 3. ile 280 gereğince iptali gerektiğini-  Bedele dönüşen dava yönünden taşınmazın, davalı üçüncü kişinin elden çıkarıldığı tarih itibariyle belirlenen (1/2 hisseye tekabül eden) rayiç bedel esas alınarak, takip alacağı ile sınırlı olmak üzere tazminatın davalı üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Borçlunun adına kayıtlı taşınmaz hissesini kardeşine satması durumunda, bu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun taşınmazlarını dayısına satmasına ilişkin tasarrufun iptali gerektiği-