Tasarrufun iptali davasına konu tasarrufun bedelleri arasında herhangi bir oransızlık bulunmadığı, borçlunun oturmaya devam ettiği evi devirden bir yıl kadar sonra boşalttığı ve diğer sebeplerle istinaf isteminin esastan reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olup onanması gerektiği-
Davalı üçüncü kişi, "taşınmazı arsa olarak satın aldığını ve aldığı tarihte taşınmaz üzerindeki binanın bulunmadığını" beyan ettiğinden, mahkemece alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değeri belirlenirken hem arsa değeri hem de üzerindeki binanın değeri toplam olarak değerlendirilerek  bedel farkı hususunun yanlış değerlendirilmiş olduğu- Mahkemece öncelikle dava konusu edilen taşınmazın tasarruf tarihinde davalı borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye devredilirken taşınmaz üzerindeki binanın var olup olmadığı, taşınmaz üzerindeki binanın kim tarafından ve ne zaman yapıldığı araştırılıp tespit edilerek, eğer söz konusu bina tasarruf tarihinden sonra yapılmışsa, taşınmazın sadece arsa değerinin belirlenip, tespit edilecek bu değerle, taşınmazın tapudaki satış bedeli arasında fahiş fark bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bedel farkı bulunması halinde tasarrufun İİK. mad. 278/3-2 uyarınca, alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, bedel farkı olmaması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun davalı üçüncü kişiye (baldızına) yaptığı taşınmaz satışının iptaline, aynı taşınmaz davalı üçüncü kişi (baldız)  tarafından davalı dördüncü kişiye (borçlunun oğluna) devrettiğinden, İİK. mad. 283/2 gereğince, icra takip dosyasındaki davacı alacağı ve ferileri ile sınırlı olmak üzere taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin davalı dördüncü kişiden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin satış günü bankadan para çekmesi- Üçüncü kişinin eşinin kredi kullanması- Satış parasının borçluya nakit ve elden verilmesi- Tapuda daha az vergi ödenmemesi için satış bedelinin düşük gösterilmesi- Davalı borçlunun, davacı bankaya borcun ödedikten sonra bankanın önceki sözleşmelere dayanarak tekrar kredi kullandırması-
Ödenen bedel ile bilirkişice verilen raporda belirtilen dava konusu taşınmazdaki hissenin satış tarihindeki değerine ilişkin bedel arasında fahiş bir fark bulunmadığı ve ayrıca davalının, davadan ve icra dosyasından da haberdar olmadığından bahisle İİK'nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptalini gerektiren yasal şartların oluşmadığından davanın reddedileceği-
Devredilen hisseler yönünden tasarrufun iptaline karar verilmesi ve ayrıca alacaklıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak dava konusu taşınmazlar üzerinde takip dosyasındaki takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın satış tarihi ile rayiç değerinin çok altında bir miktarda satışının yapıldığı, her iki davalının taşınmazın satışı sırasında evli oldukları, bu haliyle İİK'nun 280. maddesi uyarınca davalının borçlu olduğu mal varlığının borçlarını karşılamaya yetmediğinin eşi olan diğer davalı tarafından bilinmesinin gerektiği, davalılar arasında yapılan satış işlemin bu haliyle iptalinin gerektiği -
İcra dosyasını temlik alan alacaklının dava açıldığı sırada dava konusu gayrimenkul kaydında temlik edenin ipoteğinin mevcut olması, dava sırasında da ipoteğin paraya çevrilerek ihale bedelinin temlike edene ödenmiş olması karşısında, davacı temlik alanın bu gayrimenkul yönünden tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararının olup olmadığının tartışılması gerektiği- Bedel farkının davalı dördüncü kişi yönünden geçerliliğinin bulunmadığı, davalı dördüncü kişinin davalı üçüncü kişinin akrabası olduğuna dair dosyada bir bilgi de olmadığından davalı dördüncü kişi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Harcı tamamlamayan davacı yararına davayı açtığı bedel üzerinde tazminat verilmesinin hatalı olduğu-
İstinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı bu nedenle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Alıcı ile satıcı arasındaki yakın akrabalık ilişkisi (enişte-kayınbirader), satış değeri ile gerçek değeri arasındaki 3 kata yakın fark (bilirkişi raporuna göre devir edilen 7/60 hissenin devir tarihindeki değerinin 49.288,00 TL olduğu, taraflar arasındaki satışın ise 17.000,00 bedel ile yapıldığı) dikkate alındığında yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğu, alacaklılardan mal kaçırma amacı taşıdığı ve davacının muvazaa iddiasını kanıtladığından davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın satışının muvazaa sebebi ile iptaline, dava konusu taşınmazda davalı 3. kişiye ait hissenin haczi ve satışı için davacı tarafa takip dosyasında yetki verilmesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olduğundan onanması gerektiği-