Borçlunun taşınmazlarını eşinin kardeşine, sonra da oğluna satması halinde, söz konusu tasarrufların iptali gerektiği- Tasarrufun iptali davasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdiri ve ayrıca davacıdan peşin alınan harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile kızı arasında yapılan ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufun iptali gerektiği-
Davaya konu olan taşınmazın tapuda belirtilen değeri 25.000,00 TL olup yapılan keşif sonucu belirlenen değerinin ise 48.000.00 TL, davalı 3. kişinin ödediğini öne sürdüğü bedelin ise 34.500,00 TL olduğu, devamlılık arz eden yargısal uygulamalarla taşınmazın tapuda gösterilen satış değeri ile keşfen belirlenen gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın bulunduğu hallerde fahiş farkın bulunduğunun kabul edildiği, bu durumda taşınmazın değeri 48.000,00 ya da 34.500,00 TL olarak kabul edilse dahi, bedeller arasında fahiş farkın bulunmadığı- İİK.nun 280. maddesine göre kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta bulunmakta olup, davalılar arasında akrabalık bağı, iş ortaklığı, arkadaşlık gibi kötü niyeti gösterir bir durumun kanıtlanamadığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile davalının kardeş olmaları nedeni ile aralarındaki tasarrufun İİK'nun 278/3-1 maddesine göre bağış niteliğinde olup iptali gerekeceği- Davalının akrabalık ilişkisi nedeniyle İİK'nun 280. maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olması bunun aksinin de ispat edilememesi nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
Davacının kardeşine yaptığı satışın iptali ile arkadaşı olduğu iddia edilen üçüncü kişiye yapılan satışın ise davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli fark olduğu gibi davalının borçlunun kiracısı olması nedeni ile mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava dayanağı takip dosyalarındaki borcun karardan sonra ödendiği anlaşıldığından, davanın konusu kalmadığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama giderinin davadaki haklılık durumuna göre belirmesi için kararın bozulması gerektiği-
İcra takibine ilişkin ödeme emrinin boşanma davasından çok sonra davalı borçlunun adresinde davalı-üçüncü kişi eski eşine tebliğ edildiği de anlaşıldığından, önceden karı-koca olan davalılar arasındaki satışın gerçek bir satış olmadığının kabulü gerektiği- Hükümde "tasarrufun iptaline" denmemişse de, mahkemece gerekçeli kararda tasarrufun iptali şartları da tartışıldığından, hükme "tasarrufun iptali" ifadesinin de eklenmesinin gerektiği-
Kredi sözleşmesinin akdedildiği tarihten sonra, kardeşler arasında yapılan bütün tasarruflar iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeksizin iptale tabi olduğu- İİK. mad. 280/1 ve 2 gereğince de, davalı üçüncü kişinin kardeşinin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu-
Mahkemece öncelikle borçlunun mevcut ve alacaklı tarafından haciz konulan malvarlığının takip konusu borcu karşılayıp karşılamadığı belirlenerek borcu karşılamadığının tesbiti halinde (takip konusu alacak gerçek bir alacak olup, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olması şartları mevcut olduğundan) davalı borçlu ile davacı-karşı davalı üçüncü kişi şirket arasındaki araç satış sözleşmesinin İİK’nin 278, 279 (dava konusu aracın davacı üçüncü kişi tarafından borçludan olan alacaklarına mahsuben alındığı savunulduğundan bu durumun İİK’nin 279/2 madde gereğince mutat ödeme olup olmadığının değerlendirilmesi) ve 280. madde kapsamında (davacı üçüncü kişinin borçludan alacaklı olduğu bilirkişi raporuyla belirlendiğinden davacı üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olup olmadığı, dava konusu aracın ticari araç olması nedeniyle İİK’nin 280/3 madde gereğince dava konusu aracın ticari işletme vaya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya mühim kısmının devri olup olmadığının tesbiti) iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli olmadığı- Bilirkişi tarafından yapılan incelemenin işlemden kaldırılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olup, süresinde yenilenmediğinden açılmamış bir davaya ilişkin olduğu- Karşı dava olarak açılan davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğinden, yeniden davaya konu araca ilişkin tasarrufun iptali davası açıldığı- O halde Mahkemece HMK’nin 150/5. maddesi uyarınca karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-