Müteselsil borçlu ve kefillere alacaklının takipte bulunabilmesi, TBK. mad. 586 ile düzenlenmiş olup buna göre kefiller lehine getirilen hükümlerden, sözleşme ile önceden feragat etmenin imkanı bulunmadığından, ayrıca, asıl borçluya çıkarılan kat ihtarının henüz ihtiyati haciz talep tarihinde ihtiyati hacze itiraz eden/borçluya tebliğ edilmediği de nazara alındığında, mahkemece, muteriz borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmayıp bu yoldaki mümeyyiz borçlunun itirazlarının kabulüyle, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekeceği-
Kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında, zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabileceği, böyle bir rehnin teslime bağlı taşınır rehni olmadığından, TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesine göre müteselsil kefilin takibine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, kaçması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinin ancak vadesi gelmemiş borçlar yönünden aranan bir şart olarak düzenlendiği, ihtiyati hacze konu senedin vadesinin gelmiş olduğu anlaşıldığından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği-
Kefaletten kaynaklanan alacağın rehinle temin edilmediği ve alacaklının, "borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden müteselsil kefili takip edebileceği"nden bahisle, müşterek borçlu ve müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı-
Alacağın muaccel olabilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olup TBK. mad. 586/1 uyarınca da maddede öngörülen koşulların varlığı halinde kefile başvurulabileceği-İhtiyati haciz istemine ilişkin talepte, kredi ödemesindeki sorunlar ileri sürülerek alacaklı banka tarafından hesap kat edildiğinden, asıl borçluya ve kefillere yapılan ihtarlar sonuçsuz kaldığından, mahkemece, alacaklı bankanın ihtiyati haciz isteyebileceği nazara alınarak neticesine göre karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz talebinde sunulan çekler ve faturaların temlik konusu alacağın borçlusu olan şirketin borçlu olduğunu göstermediği, bu şirketin borçlu olduğuna dair imzalı bir belge de ibraz edilmediğinden, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği- 
Alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda kanaat edinilmesi hâlinde, ihtiyati haciz isteminin kabul edilmesi gerekeceği-
Davacının icra takibinde talep ettiği ihtiyati haciz vekalet ücretinin de takip konusu yapılabileceği-
Taraflar arasında düzenlenen genel kredi ve teminat sözleşmesinde yer alan"... Banka, sorumlu olduğu tutarların müşteri tarafından depo edilmesini talep etmeye her zaman ve herhangi bir neden göstermeksizin yetkilidir..." şeklindeki hüküm gereğince, mahkemece davacının bu talebi yönünden İİK. mad. 257 vd'nda gösterilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu göz önüne alınarak karar verilmesi gerekeceği-
6098 s. TBK. mad. 117 gereğince, haksız fiillerde fiilin işlendiği tarihi itibariyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağı, iş kazası nedeni ile tazminat isteminde bulunan davacının amacı para alacağı olan bu tazminatını güvence altına almak olduğundan ihtiyati tedbir yoluna değil ihtiyati haciz yoluna başvurabileceği, davacı vekilinin 'ihtiyati haciz' yerine 'ihtiyati tedbir' talep etmesi halinde de, davacının amacının para alacağını teminat altına almak olması karşısında, HMK. mad. 33 gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gerektiği-