İhtiyati tedbirin, kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını taşıdığı, bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK'nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olduğunu ve bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmediğini, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmadığını, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânının sağlandığını-
Kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan alacakla ilgili ihtiyati haciz talebine ilişkin kararı temyizen inceleme görevinin Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’ne ait olduğu-
Davalının tedbir kararına itirazı üzerine, tedbire itiraz dilekçesi, davacı vekiline tebliğ edilmesi, davacı vekilinin tedbire itiraz hakkında yazılı beyanlarının alınması, bunun üzerine duruşma açılması ve tedbire itiraz hakkında duruşmada bir kısa karar verilmesi ve buna uygun gerekçeli karar yazılması gerektiği- Dava taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik imalat bedelinin tazmini istemine ilişkin olduğu halde, mülkiyeti ihtilaf konusu olmayan davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir konulmasına karar verilmesinin yanlış olduğu-
Davacı tarafça öncelikle sözleşmenin uyarlanması, mümkün olmadığı taktirde tazminat talep edilmiş olup, davacının ilk talebi yönünden HMK. mad. 389/1 'in koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken davacının terditli tazminat talebinin ön plana alınarak, itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı bono metinlerinde vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların muacceliyet kesbedeceği yönünde kayıt bulunmasının bu senetlerin kambiyo senetleri olma niteliğini etkilemeyeceği ancak bu gibi kayıtlar yazılmamış sayılacağı, muacceliyet koşulunun ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe anılan kayıt ilgililer yönünden hiçbir sonuç doğurmayacağı, icra takibine ihtiyati haciz kararı ile başlanmış olmasının da - ihtiyati haciz kararı İİK. 257/II'deki koşullara göre verilmediğinden- bonoların muaccel olmasını sağlamayacağı-
Temyizi kabil ve açık olan bir karara itiraz edilmesi üzerine, kararı veren mahkemenin bu itirazı esastan inceleyip reddetmesi usulen mümkün olmadığından, mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı itiraz edilmesi üzerine verdiği 'itirazın reddine' dair kararın mahkemenin yetki ve görevi dışında tesis ettiği bir karar niteliğinde olduğu ve bu kararın bozularak kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin reddine dair karara karşı vaki itirazın 'temyiz' niteliğinde kabul edilerek incelenmesine karar verilmesi gerektiği; boşanma davası içinde boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminat taleplerinin henüz karara bağlanmadığı, İİK.'na göre vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı, belli şartların varlığı halinde ihtiyati haciz istenebileceği (İİK. mad. 257), ihtiyati haciz talep eden, hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu ve teminat vermeye de mecbur olduğu (İc.İf.K.m.259), alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmayacağı, o halde, ihtiyati haciz talebinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı değerlendirilmeden ve teminat istenmesi de mümkün iken, talebin reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati haciz talebine konu çek incelendiğinde muaccel olmuş bir alacağın söz konusu olduğu anlaşıldığından davalı şirketin mallarını kaçırması tehlikesinin bulunmamasının ihtiyati haciz talebinin reddini gerektiren bir husus olmadığı; iflasın ertelenmesi kararının borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği, ihtiyati haciz kararı infaz edilebileceği, ancak haczedilenler muhafaza altına alınamayacağı ve ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmesi prosedüründe belirtilen sürelerin de iflasın ertelenmesi kararı sonuna kadar işlemeyeceği-
Davacı-davalının maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacağı esasında bir para alacağı olduğuna göre, para alacakları hakkında bu istemleri için ihtiyati tedbir değil, İcra ve İflas Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz isteyebileceği-
İİK.’nun 264/2. maddesinde yazılı sürede alacaklı, itirazın iptali davası açtığından borçlunun takibe itiraz ederek İİK.’nun 66. maddesi gereğince takibi durdurmasının ‘takip işlemi’ değil, ‘tedbir’ niteliğinde olan ihtiyati haciz kararının icrasını engellemeyeceği-
İhtiyati haciz isteminin talebe konu senedin ‘teminat senedi’ olduğu gerekçesiyle reddedilemeyeceği, bu hususun ancak menfi tespit davasında incelenebileceği-