İhtiyati haciz isteyen vekili alacağına konu çeki ibraz ettiğine göre, mahkemece ‘iddiaları tevsik edici belge bulunmadığı ve şirket olan borçluya karşı her halükarda icra takibi yoluyla tahsil cihetine gidilebileceği’ ve ‘ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı’ gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun gerçek kişi veya tüzel kişi olması şeklinde bir ayrımın bulunmadığı-
Ancak hukukun cevaz verdiği “ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz vb. gibi” veya İİK'nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davalarında olduğu gibi kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanıdığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği-
İİK.nun 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararı ile ilgili tasarrufun iptali davası kabul ile sonuçlandığı takdirde, alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan tasarrufun iptali davasının açılmasından önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, anılan maddeye göre verilen ihtiyati haciz kararı, İİK.257 ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararlarından farklı olup; İİK.nun 281/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararını tamamlayıcı merasim yönünden, İİK.nun 264. maddesinin uygulanmayacağı- Kefaletin şartlı olması halinde geçersiz olacağı-  Yargılamayı gerektiren bir kabul ile müzayaka nedeniyle kefalete ilişkin haciz işleminin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Adres değişikliklerinin bildirilmemesi halinde hesap özetine dair tebligat evrakının önceki adrese ulaşmasıyla tebligatın yapılmış sayılacağı (İİK. mad. 68/b-1), hesap kat'ına dair ihtarnamenin sözleşmede bildirilen adrese ulaşması suretiyle kredi alacağının, borçlu için muaccel hale gelmiş bulunduğundan ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığından bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Dava, davalılar arasındaki alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapılan muvazaalı taşınmaz satış işlemlerin iptali istemine dair olup, para alacaklarının güvence altına alınması için öngörülen İİK.nın 257. vd. maddelerine dayalı ihtiyati haczin burada uygulanma yerinin bulunmadığı-
Borçlunun kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinde borçlunun eşinin imzasının olduğu, bu durumda, kefalet akdinin yasaya uygun düzenlendiğinin kabulü gerekeceği-
6102 Sayılı TTK'nın 778. maddesi delaletiyle 725/1. maddesindeki hamilin müracaat hakkının şümulü nazara alınıp, bonoya dayanarak ihtiyati haciz isteyenin faiz ve komisyon ücretiyle ilgili talebinin kabulü gerekeceği-
6102 sayılı TTK'nın 1320. hükmü uyarınca navlun sözleşmesinden doğan talep haklarının gemi alacaklısı hakkı ile temin edilmediği, ‘clean on board’ kaydının özellikle akreditif işlemlerinde konşimentonun kabul edilebilmesi için konulan bir zorunlu unsur olduğu ancak bu kaydın dökme yükün miktarı açısından bir ispat fonksiyonuna sahip olmadığı, zira yükün dış görünüş itibariyle iyi halde olduğunu gösteren bir kayıt mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği-
Tasarrufun iptali davası içinde tasarrufa konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati haczin İİK.’nun 257. maddesinde düzenlenen hacizden farklı olduğu, ihtiyati haczin, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği- Şikayet olunan banka alacağının doğumunun ve takip tarihinin şikayet eden bankadan önce olduğu, şikayet olunan banka lehine 31.08. 2010 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığı, tasarrufun iptaline ilişkin kararın ise 02.11.2011 tarihinde verildiği ve bu tarihte kesinleştiği, şikayetçi bankanın ihtiyati haczinin ise 01.12.2011 tarihli, tasarrufun iptaline dair karar ile kesinleşmesinin 08.05.2012 tarihli olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, davacının ihtiyati haciz istemi ile ilgili olarak İİK'nin 257. vd. maddelerinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığı tartışılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davacının bu yöndeki talebi ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin ara kararına itiraz olarak değerlendirilip yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-