Somut olayda ihtiyati hacze konu kredi borcuna ilişkin olarak kat ihtarı çıkarıldığı ve borçlulara tebliğ edildiği anlaşıldığından,, mahkemece talebin İİK 257. madde hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekeceği- İİK’nın 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu-
Çek metninden ve ayrıca dosyaya ibraz edilen delillerden, ihtiyati hacze dayanak teşkil eden çekin, rehin cirosuyla ihtiyati haciz isteyen bankaya verildiğine ilişkin ek bir bilgi bulunmamasına rağmen, "bankaya yapılan cironun rehin cirosu olduğu"nun kabulüyle, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
İhtiyati haciz talebi taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklandığından, kredi kartı borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle alacak muaccel hale gelmiş olup, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilip edilmemesi "alacağın muacceliyeti" şartına ilişkin olmadığından, mahkemece "ihtiyati haciz isteminin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- İİK'nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği-
Kredi kartı borcu nedeniyle ihtiyati haciz talebine ilişkin uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşmenin 41. maddesinde "sözleşmenin hangi hallerde muaccel olacağı" hükme bağlandığından, mahkemece, anılan muacceliyet hükmü tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Çıkma kararının inşai nitelikte bir karar olup bu karara göre hesap ve tahakkuk eden çıkma payının ancak bu kararın kesinleşmesi ile infazı mümkün alacaklardan olduğu-
Dosyaya sunulan banka havalelerinde herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, havalenin kural olarak mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulü gerektiği, ihtiyati haciz isteyen tarafın "aleyhine ihtiyati haciz istenen taraftan alacaklı olduğunu" yaklaşık olarak ispat edemediğinden ve İİK'nun 257. maddesindeki şartlar da oluşmadığından, "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı- İcra takibinin durdurulmasının ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- Menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının, davanın tarafı olmayan takip alacaklısı banka yönünden sonuç doğurmayacağı ve ona karşı hüküm ifade etmeyeceği-
Mahkemece, "ihtiyati hacze dayanak teşkil eden bononun kredi sözleşmesinin teminatı olduğu" gerekçesiyle "istemin reddine" karar verilmişse de, isteme dayanak bono metninde bononun kredi sözleşmesi teminatı olduğuna dair herhangi bir ibare ve açıklık bulunmadığı ve dosyada da bu yolda herhangi bir delil olmadığı gibi bononun teminat senedi olarak düzenlenmesi de kıymetli evrak vasfını etkilemeyeceğinden, "istemin reddi" doğru olmadığından hükmün bozulması gerektiği-
"Borçluların mal kaçırma gibi bir durumunun sunulan belgeler ile ispatlanamadığı, alıcılar ile satıcı arasında imzalanan sözleşmede ihtiyati haciz isteyenin taraf olmadığı, sunulan senetlerin taraf olmayana ciro yoluyla verildiği, senetlerin mücerretliği ilkesi gereğince sözleşme ile ihtiyati haciz isteyenin bağlılığının ancak yargılama ile ortaya çıkabileceği" gerekçesiyle, "ihtiyati haciz talebinin reddine" ilişkin karar, vadesi gelmemiş bonolar yönünden yerindeyse de; ihtiyati haciz talebine konu olan bono talep tarihi itibariyle muaccel olduğundan, ibraz edilen sözleşmede yer almaması sebebiyle sözleşme ile ilgisi de bulunamadığından adı geçen iki senede dayalı "ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-