TTK'nın 1355. maddesinin gerekçesinde de açıklandığı üzere uğraksız geçiş yapan gemiler hakkında herhangi bir mahkeme yargı yetkisini haiz olmadığı için, ihtiyati haciz kararı da verilemeyeceği, uğraksız geçiş yapan gemilerin zorunlu gereksinimlerini karşılamak üzere 48 saat kalabileceklerinin düzenlendiği, uğraksız geçiş yapan ihtiyati haciz talebine konu gemi için talep tarihi itibariyle 48 saatlik sürenin dolmadığı, uğraksız geçiş statüsünün bozulmadığı gerekçesiyle "ihtiyati haciz talebinin yetkisizlik nedeniyle reddine" dair verilen karada isabetsizlik bulunmadığı-
İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, İİK'nun 281.maddesi ne göre, iptal davalarının basit yargılama usulü ile görülüp hükme bağlanacağı ve bu davalara mütaallik itilafları hal ve şartları göz önünde tutularak serbestçe takdir ve halledileceği- Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı, davanın elden çıkarılan mallar yerine kaim olan kıymete taalluk etmesi halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
İhtiyati haciz talebine konu edilen üç senetten iki tanesinin vadesi henüz gelmemiş olup, İİK 257/ II. maddesinde vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilme koşullarının düzenlendiği, somut olay bakımından bu koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeksizin ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddinin doğru görülmediği-
Kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında, zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabileceği ve böyle bir rehin teslime bağlı taşınır rehni olmadığından, TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesine göre müteselsil kefilin takibine engel teşkil etmeyeceği-
İhtiyati haciz isteyen alacaklı, sözleşmede kefil olarak imzası bulunan karşı taraf/borçlu yönünden ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, mahkemece "alacağın taşıt rehin sözleşmesiyle temin edilmiş olduğu" gerekçesiyle "istemin reddine" karar verildiği, dosya içerisinde bulunan, anılan sözleşmeden rehnin, dava dışı asıl borçlunun borcuna ilişkin olduğu, kefilin borcunu kapsamadığının anlaşıldığı bu itibarla mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile "istemin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talebinin sözleşmenin tarafı olmayan şirket yönünden borçlunun imzasının yer almaması, sadece tek yanlı düzenlenen faturalara dayanmış olması nedeniyle salt bu faturalara göre alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden dolayı, İİK 257/1.maddesindeki şartların gerçekleşmediği-
İstem dilekçesine ekli belgelere göre ihtiyati haciz talep edenin alacak kalemlerinin 6102 sayılı TTK'nın 1352. maddesine göre "deniz alacağı" hakkı veren alacak olduğu, yine aynı Kanunun 1353. maddesi uyarınca istem konusu alacağın "deniz alacağı" olması nedeniyle ihtiyati haciz talep hakkı bulunduğu- İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispat koşulu aranmayıp, yaklaşık ispatın yeterli olduğu ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesinin işin tabiatında bulunduğu-
İİK'nun 45. maddesi atfı ile aynı yasanın 167. maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin aynı alacak için düzenlenen kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasına engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle kambiyo senedine dayalı alacak için ipotek verilmiş olsa dahi ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
Borçlular hakkındaki takip kesinleşmiş olup takibin durduğuna yönelik evrak olmadığından icra müdürlüğünce verilen haciz ve seferden men kararı yerinde olup istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Faktoring şirketinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacağı temlik alamayacağından tahsilini üstlenemeyeceği- Ne var ki, faktoring şirketi vekilinin talebinde sadece bonoya dayanmadığı, ayrıca irsaliyeli fatura ve faktoring sözleşmesi de ibraz ettiği- İbraz edilen irsaliyeli faturalar ise alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğu konusunda mahkemeye kanaat verilmesine elverişli olduğu, gerçek bir mal veya hizmet satışı sonucunda fatura düzenlenip düzenlenmediğinin ise ancak açılacak bir menfi tespit veya alacak davasında tartışılabileceği, bu durumda mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulünün gerektiği-
