İsteme dayanak bono metninde bononun kredi sözleşmesinin teminatı olduğuna dair herhangi bir ibare ve açıklık bulunmadığı ve dosyada bu yolda herhangi bir delil olmadığı gibi, bononun teminat senedi olarak düzenlenmesi de kıymetli evrak vasfını etkilemeyeceğinden ihtiyati haciz isteminin reddinin doğru olmadığı-
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geLeğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği- Alacağın ilama bağlı olduğu durumlarda teminat aranmayacağı- Alacaklının ihtiyati haciz koydurduğu mallar üzerinde bir öncelik (rüçhan) hakkı olmadığı ve bu malların, kendisinden sonra başka alacaklılar tarafından haciz ettirilebileceği ve borçlu iflas ederse iflas masasına gireceği-
Harcın tamamlanması için ihtiyati haciz talep edene süre verilmesi gerekirken, "talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı" verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, dilekçe ekinde yer alan borçluya gönderilen ihtarnamede yazılı borç tutarı üzerinden ihtiyati hacze karar verilmiş ise de, alacaklının talebinin bonoya dayalı olduğu ve bonoda yazılı miktar kadar olduğu gözetilerek, bu bedel miktarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Alacak kredi sözleşmesinden doğmakta olup, alacaklının ihtiyati haciz talebi ile birlikte İİK. 259/1.maddesi uyarınca teminat göstermesi zorunlu olup, sözleşmelerde bu zorunluluğun aksine olarak yapılan düzenlemeler anılan yasa hükmü karşısında geçersiz olduğundan, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Boşanma kararında yer alan boşanma sebebiyle hüküm altına alınmış olan bir para alacağının, hükmün boşanmaya ilişkin bölümü kesinleşmemişse icra edilemeyeceği- Boşanma kısmı kesinleşmiş ise, para alacağına ilişkin bölümün icra olabilmesi için bu bölümün kesinleşmiş olmasının aranmadığı- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü bir şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği (İİK. mad. 257/1)- Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ise, borçlunun muayyen bir yerleşim yeri yoksa ya da taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde, ihtiyati haciz kararı istenebileceği, ihtiyati haciz isteyen alacaklının, hacizde haksız çıktığı takdirde, borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK. mad. 84'de yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmayacağı (İİK. mad. 259/1-2)- Henüz kesinleşmemiş boşanma ilamında yer alan maddi ve manevi tazminatın tahsilini temini için borçlunun malvarlığına teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına ilişkin talebin bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece, "maddi ve manevi tazminatı ihtiva eden boşanma ilamının taraflarca temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği, aile hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı" gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK’nın 257. maddesine  göre belirlenmesi gerekirken, dosya kapsamında çekin rehin cirosuyla verildiğine dair delil bulunmadığı halde, mahkemece, söz konusu çekin başka bir sözleşmenin teminatı olarak alındığı yönünde kuvvetli karine oluşturduğu varsayımına dayalı gerekçeyle, "ihtiyati haciz isteminin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı tarafın mal kaçırma ihtimalinin kuvvetli bulunduğu, bu nedenle, ihtiyati haciz talebinin uygun görülecek bir miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararı verebilmek için İİK’nın 257. maddesindeki şartlar oluşmuş olmasının yeterli olduğu ve başkaca şart aranmasına gerek olmadığı -
Alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup, ayrıca buna ilişkin ihtarnamenin borçlulara tebliğinin gerekli olmadığı-