İhtiyati haciz talebinde, alacaklının alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin bir şekilde ispat etmesinin aranmayacağı-
İhtiyati hacze konu kredi borcuna ilişkin olarak kat ihtarı tebliğ edildiği ve borcun muaccel hale gelmiş olduğu anlaşılmakla, "talebin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
Aleyhine ihtiyati haciz istenenlerin hem şahsi olarak müteselsil kefaletleri hem de ortağı oldukları kollektif şirketin borcu nedeniyle sorumluluklarının mevcut olduğu- Şahısların şahsi kefalet limiti kadar sorumlulukları karşılandığında, bu kez ortağı oldukları kolektif şirketin borcu nedeniyle sorumlulukları ortaya çıkacağından, bu husus nazara alınmadan, hem "müteselsil kefil" hem "asıl borçlu şirketin ortağı" olan borçlular yönünden, "daha önce ihtiyati haciz kararı verildiğinden bahisle" istemin reddinin doğru olmadığı-
Somut olayda, kefilin kendi borcundan dolayı verilmiş bir ipotek bulunmadığından, mahkemece, "borçlu kefilin kefaletten kaynaklanan borcunun rehinle temin edilmediği" gözetilerek, hukuki durumu yeniden ele alınıp, neticesine göre bir karar vermek gerekeceği-
"BK'nın 584. maddesi gereğince, müşterek müteselsil kefillere başvurmak için asıl borçluya ihtarname gönderilmesi gerektiği, banka tarafından asıl borçlu TMK şirketine çıkarılan ihtarnamenin şirket tarafından bankaya bildirilen ve ticaret siciline kayıtlı adrese gönderilmediği, ihtarnamenin gönderildiği adresin şirketle ilgilisinin kurulamadığı, bu nedenle ihtarın usule uygun olmadığı, usulsüz ihtar nedeniyle kefillere başvurulamayacağı ve bu nedenle İİK'nin 257/1. maddesinde şartların gerçekleşmediği" gerekçesi ile "ihtiyati haciz kararının itiraz edenler lehine kaldırılmasına karar verilmesi" gerektiği- İİK m.257
İcra ve İflas Kanununun 257. maddesindeki şartların oluştuğu, hesabın gayri nakit alacaklar yönünden de katedildiği ve gayri nakit alacağa ilişkin istemin de genel kredi sözleşme hükümleri uyarınca "kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz talebine dayanak olan Banka Genel Kredi Sözleşmesi'nden kaynaklanan alacağın likit (muayyen, belirlenebilir, bölünebilir) olduğu hususu gözden kaçırılarak, "talebin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, "borcun ipotekle teminat altına alındığı ipotek akit tablosunun 1. maddesi uyarınca ipoteğin, ipotek verenin bankaya olan borçlarını da teminat altına aldığı" gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Talep, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati hacze ilişkin olup, kredi sözleşmesinde yer alan ikametgah hükmü nazara alınmadan, dahası hesap kat ihtarından aleyhine ihtiyati haciz istenen asıl borçlu şirketin ilk gösterilen adresine çıkartılan tebligatın tebliğ edildiği bildirildiği halde, bu hususa ilişkin tebliğ şerhi değerlendirilmeden; asıl borçluya çıkartılan ihtarın bu suretle sonuçsuz kalıp kalmadığı belirlenmeden müteselsil kefiller yönünden talebin reddine karar verilemeyeceği
Mahkemece; "incelenen poliçenin bütününden ihtiyati haciz talep edenin poliçedeki muafiyet gerekçesiyle yaptığı ödemenin koşullarının ve muacceliyetin tespit olunamadığı, 1/3 muafiyet hükmü sabit olsa bile poliçenin tamamı yönünden değerlendirme yapılamayacağı, ihtiyati hacze konu alacağın istenebilme koşullarının ve tutarının yargılamaya muhtaç olduğu, TTK'nın 1362. maddesi koşullarının gerçekleşmediği" gerekçesiyle "talebin reddine" karar verilmesi gerektiği-
