İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haczin yasal koşullarının mevcut olduğu anlaşıldığından, davalı-karşı davacı vekilinin "ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir"e itirazının reddi ile ihtiyati haczin aynen devamına, ayrıca her ne kadar İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haczin yasal koşullarının davalı-karşı davacılar yönünden mevcut olduğu, bu itibarla ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu görülse de davalı-karşı davacılar yönünden verilen "ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir"in, mahkemece teminat mektubu mukabilinde değiştirildiği, davalı-karşı davacılar vekilinin dilekçesi ile müvekkillerinin payına düşen teminat miktarının belirlenmesi ve bedellerinin belirlenmesinden sonra teminat mektuplarının değiştirilmesi talebinin davanın mahiyeti, bulunduğu aşama dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii edilecek olması gözetildiğinde talebin bu aşamada reddine, talebin bilirkişi incelemesinden sonra talep halinde ele alınmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İhtiyati haciz talep edenin, karşı taraf aleyhine tasarrufun iptali davası açtığı anlaşıldığından, talep konusu borcun, aleyhine ihtiyati haciz istenilen şirketin sorumluluğunda olup olmadığının tasarrufun iptali davası sonucuna göre belirleneceği, bu aşamada verilecek kabule ilişkin kararın telafisi güç zarara sebebiyet vereceği, bu nedenle 'ihtiyati haciz talebinin reddine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen ihtiyati haciz kararlarının, davanın kabulü ile de kesin hacze dönüşeceği, İİK. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir ise de ayrı bir icra dosyasında infaz edilmiş olmasının da ulaşılmak istenilen sonuca olumsuz bir etkisi de bulunmadığı- İhtiyati haczin infazı sonrası yedi gün içinde takip talebinde bulunma zorunluluğu da olmadığından ihtiyati haczin düşmesinin de söz konusu olmayacağı- Alacaklının icra mahkemesine başvurusu tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayet niteliğinde olup, İİK. mad. 261/son uyarınca, bu şikayeti infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin incelemekle görevli ve yetkili olduğu-
Alacak, noter aracılığıyla tebliğ edilen fatura ve konişmento ile yaklaşık olarak ispat etmiş sayılacağından ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği-
Faiz alacağı asıl alacağın fer'i niteliğinde olup, asıl alacak bakımından muacceliyetin gerçekleşmesi halinde, bunun fer'ileri bakımından da muacceliyet şartının gerçekleştiği- Bu yönüyle mahkemece , asıl alacağa yürütülecek faizin miktarı denetlenmek suretiyle, asıl alacağa kararda gösterilen şekilde hesaplanacak "faiz alacağı bakımından da" ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Her dava ve şikayetin açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanacağı, şikayet tarihinden sonra seferden men kararının kaldırılmış olması, şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmeyeceği- 
Yaklaşık ispat kuralı uyarınca, irsaliyeli fatura ve cari hesap mutabakatına ilişin belgeye dayalı ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenmiş olan bayi sözleşmesi ile "davacının alacağının vadesinin işin teslimine bağlandığı, işin bitirilerek davalı tarafa teslim edildiği, davalı tarafın da işi başkasına sattığı" dava dosyasına sunulan sözleşme ve ihtarname ve diğer delillerden anlaşıldığı, davacının alacağının vadesinin geldiği, alacağın rehinle teminat altına alınmadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verildiği-
"Dosya kapsamına göre, davacının çift imza kuralının uygulanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin şartlarının gerçekleşmediği, davacının ihtiyati haciz talebinin yapılacak yargılamayla elde edilecek sonuçlar kapsamında tespit edilebileceği, İİK m.257 ve devamına göre yaklaşık ispat kurallarına göre gerçekleşmiş muaccel bir alacağın varlığı saptanamadığı, müeccel olup da İİK m.257/2 deki şartların gerçekleştiğinin de ileri sürülmediği" gerekçesiyle, "ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine" dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
İpoteğin asıl borçlu şirketin bankaya olan borçlarından dolayı verildiği, müşterek borçlu müteselsil kefilin kefalet borcu için tesis edilmediği görüldüğünden, mahkemece, "borçlu kefil hakkındaki ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesi gerektiği- Alacak miktarının, ipotek ve menkul rehin miktarından fazla olduğu durumlarda, İİK. mad. 45 uyarınca, rehin ve ipoteği aşan miktar için asıl borçlu yönünden ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği-