TBK. mad. 584'e eklenen 3. fıkra ile ''ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmayacağı'' ibaresinin eklendiği-  Borçlar Kanununun kefalete ilişkin hükümleri aval /avalist hakkında da uygulama alanı bulacağı- Şirket yöneticisi yönünden avalist olarak sorumluluk altına girerken eşinin rızası aranmayacağı- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispatın yeterli olacağı ve tam ispat aranmayacağının kabulü ile değerlendirme yapılarak sonuca varılması gerektiği-
Kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK. mad. 584/3 gereğince ticaret şirketinin ortakları tarafından şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızası aranmayacağı-
Kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK. mad. 584/3'e göre ticaret şirketinin ortakları tarafından şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızası aranmayacağı- Müteselsil kefillerin birbirleri ile evli oldukları ve kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla birlikte imzaladıkları için kefaletlerinde rıza aranmayacağı-
Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren başlayan 7 günlük süre içinde şikayet yoluna başvurulması gerektiği, şikayet yoluna başvurulmaması nedeniyle şikayet olunan yönünden sıra cetvelinin kesinleştiği, şikayet olunanın, asıl şikayet üzerine, karşı şikayette bulunabileceğinin kabul edilemeyeceği- Takip hukukuna özgü şikayet kanun yolunda, dava prosedüründe tatbiki mümkün asli müdahale isteminde bulunmasının da kabul edilemeyeceği- Mahkemece, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklılar dikkate alınarak sıra cetveli düzenleneceği, ihtiyati tedbirlerin dikkate alınamayacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, işleten ve sürücünün taşınır, taşınmaz malları ile bankalardaki ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ve kazaya karışan aracın üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş olup mahkemece, ihtiyati hacze karar verilmesinin isabetli olduğu-
Vadesi gelmemiş alacaklarla ilgili ihtiyati haciz koşulları arasında sayılan hususlardan hiçbirisinin varlığı konusunda kesin delil aranmamakla birlikte haklı ve makul görülecek bir delil de sunulmamış olduğundan ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığı-
Sunulan çeklerin ileri tarihli olmaları ve İİK. mad. 257/2 uyarınca, vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haczin koşullarından olan "borçlunun belirli yerleşim yerinin bulunmaması ya da borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla malları gizlemeye, kaçırmaya ya da kaçmaya hazırlanması, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmasına" ilişkin koşulların gerçekleşmediği görüldüğünden, ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği-
BA-BS formlarında bildirilen miktarlar kadar ödeme yapıldığı kanıtlanamadığından, dava konusu alacak hususunda ihtiyati haczin kabulüne dair yeterli kanaat oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Trafik kazasında davacıların murisinin ölmesi üzerine davalılar hakkında destekten yoksunluk nedeniyle maddi-manevi tazminat istemli  açılan dava sebebiyle davalılar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep edilmiş olup, mahkemece, talebin İİK.’nun 257. maddesindeki koşullara uygun olduğu gerekçesiyle, borçlunun borca yetecek kadar menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İhtiyati haciz talp eden bankanın gönderdiği ihtarnamedeki adres kredi sözleşmesinde belirtilen adres olduğundan ve adres değişikliği olduğunun bankaya bildirildiğinin iddia ve ispat edilmediğinden, yapılan bu tebligatın geçerli ve yeterli olduğunun ve ayrıca tebliğ edilmesinin gerekmediğinin kabulü gerektiği-