Mahkemece, ........ Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nden alınan rapor hükme esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemeyeceği, bu durumda, alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre; mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Usul ve yasaya uygun olup kesin kanaat içeren bahsi geçen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, buna göre Bölge Adliye Mahkemesinin raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle yeni bir rapor alınması gerektiğine ilişkin değerlendirmesi sonucunda alınan üçüncü raporun gereksiz olduğu anlaşıldığından, imzanın borçluya ait olduğuna dair kesin kanaat bildiren rapor doğrultusunda itirazın reddi gerekeceği-
Grafolojik ve grafometrik metotlar uygulanmadığı, imzanın hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğu fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklemeyen, sadece incelemeye konu imza örnekleri ile mukayeseye esas imzalar büyütülmekle yetinen, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmadığı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamayacağı- İcra mahkemesinin imzaya itiraz hükmüne dayanak yaptığı raporla menfi tespit davası sırasında Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor arasında çelişki oluştuğu, resmi kurumların talebi üzerine alınan raporlardan birinin diğerine üstün olmadığı gözetildiğinde, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan kuşkudan uzak, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması gerektiği- Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesi’nin raporlarının Adlî Tıp Üst Kurullarında incelemeye alınamayacağı, bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleneceği ve kesin olarak karara bağlanacağı-
Dosyadaki tüm raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olduğunun açıklandığı, ancak, söz konusu bilirkişi raporlarından da belirtildiği üzere ''.........'a atfen atılı imza ve yazılar varken daha öncesinde lazer yazıcı ile işlem görmüş belgeden faydalanmak suretiyle inceleme konusu senedin sahte olarak oluşturulduğu ve borçlunun ıslak imzasının bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabul edilip İİK’nun 170/a-2.maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar mahkemece, imzaların aidiyetinin belirlenememesi sebebiyle kesin kanaat bildirilemeyen raporların borçlu lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle imzaya itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut ........... tarihli bilirkişi raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği, bahsi geçen raporun uzman bilirkişiler tarafından gerekli teknik cihazlar kullanılmak suretiyle, keşide tarihine en yakın mukayeseye esas belgeler üzerinden inceleme yapılarak düzenlendiği, dolayısıyla kesin kanaat içeren bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu görüldüğünden, mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesi gerekçesinde "... birleşen dava yönünden hüküm kurulmaması hatalı ise de birleşen dava yönünden istinaf yoluna başvurulmadığından bu husus istinaf başvuru kabul sebebi yapılmadığı..." belirmiş ise de, ilk derece mahkemesi karar başlığında ve hükmünde birleşen dava yer almadığından birleşen davanın davacı vekilinden birleşen dava ile ilgili istinaf talebinde bulunmasının beklenilemeyeceği, o halde Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleşen davalar hakkında HMK. nın 359. maddesine uygun şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, mahkemenin ........... E. sayılı birleşen dosyası hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Borçlunun imzaya itirazının reddedildiğinin, .............. tarihli bilirkişi raporuna ilişkin delil avansının, mahkemenin .............. tarihli ara kararında alacaklı tarafından yatırılmasına karar verildiğinin ve alacaklı tarafından ............ TL avansın mahkeme veznesine yatırıldığının, mahkemece anılan yargılama gideri yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, itiraz tümden reddedildiğinden alacaklı tarafından yapılan yargılama giderlerinin haksız çıkan borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 170/3. maddesi nazara alındığında ancak imza incelemesi yapılması halinde tazminat ve para cezası verilebileceğinden, rapor tanziminden önce gerçekleşen kabul beyanı karşısında imza incelemesi yapılmasına gerek olmayıp alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının bahsi geçen husus yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
Mahkeme huzurunda alınan imzaların mukayese belgelerdeki imzalara üstünlüğü bulunmadığı- Mahkemece; dosya içerisinde bulunan, borçlu şirket yetkilisinin imzasını taşıyan ve hakkında sahtelik kararı bulunmayan tüm mukayese belgelerdeki imzaların, bir gruplandırma yapılmadan incelemeye esas alınması suretiyle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mukayese belgelerin iki gruba ayrılması ve istiktap imzalarına üstünlük tanınması sonucu hazırlanan, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-