Hükme dayanak teşkil eden 28.02.2022 tarihli grafoloji konusunda uzman bilirkişi raporunda, inceleme konusu imzanın 'keşidecinin kuvvetle mümkün muhtemel elinden çıktığı' kanaatine varıldığının belirtildiği, bilirkişi raporunun ihtimale dayalı olup 'imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı' hususunda net bir görüş bildirilmediği, bu haliyle kesin kanaat içermediği ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığının görüldüğü, 'senetteki imzanın borçluya ait olduğunu' ispat külfeti kendisinde bulunan alacaklının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeni bir rapor alınmasına yönelik talepte bulunmayarak, 'rapor kapsamına göre imzanın borçlu murise ait olduğu ve davanın reddi gerekeceği' şeklinde beyanda bulunduğu dikkate alındığında, bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanmasının zorunlu olduğu-
Bilirkişi raporunda yöntemine uygun incelemenin yapıldığı, raporda mukayese belgelerinde fotokopi belgeler bulunsa da, yeteri kadar mukayese belge asıllarından da inceleme yapıldığı, raporun kesin kanaat içermesi nedeniyle yeniden rapor alınmadan verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, keşideci ile lehtar arasında birebir ilişki bulunduğundan tazminat verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
İlk derece mahkemesince, çekin ön yüzünde yer alan " şahsi avalimdir" kısmı altındaki imzanın borçlulardan .................'a ait olup olmadığının tespiti için kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak avalistin imza itirazı hakkında eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin ve alacaklının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
İmza asılları celp edilerek alınan bilirkişi raporunda optik aletler yardımı ile yapılan incelemede imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı hususunun kesin kanaat bildirilerek tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasının gerekli olmadığı-
İspat yükü alacaklıda olduğundan borçlunun imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, mahkemece tensip 6 no'lu ara kararı gereğince yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan ispat yükü ters çevrilerek doğrudan imza örneklerini sunmak üzere mahkemede hazır edilmesine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkartılması mümkün olmadığı, ispat yükünün alacaklıda olması nedeniyle bilirkişi ücreti için davacı borçluya süre verilmesinin mümkün olmadığı, imzaya itirazın çözümü için bilirkişi incelemesi gerektiğinden, ispat yükü kendisine olan davalı alacaklı tarafından söz konusu bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve takibe konu senetteki imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamaması nedeniyle, mahkemece imza itirazın kabulüne ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı-
İcra dosyasında davacının itirazlarının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına, asıl alacak olan 120.000,00 TL'nin %20'si olan 24.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağın %10'u olan 12.000,00 TL para cezasının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Son bilirkişi heyet raporunun da diğer bilirkişi raporları gibi aynı içerikte olduğu, alacaklının bu raporlarla imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlayamadığı, kabul kararının hukuka uygun olduğu, başka heyetten bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği-
İmzaya ve borca itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, borçlunun malları üzerine konulan haczin kaldırılabilmesi için 'imzaya ve borca itirazın kabulü yönündeki kararın kesinleşmesi' gerektiği, karar kesinleşmediğinden takibin durmaya devam edeceği, dolayısıyla hacizlerin kaldırılması için yatırılan teminat mektubunun iadesi mümkün olmayacağı-
Bilirkişi raporunda takip dayanağı 3 adet senet aslı üzerinde atılı olan imzaların borçlunun eli ürünü olduğunun tespit edildiği, raporun takip dayanağı senet asılları esas alınmak ve teknik cihazlarla inceleme yapılmak suretiyle düzenlendiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, borçlunun sahtecilik nedenine dayalı olarak Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikayetin kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı ve bekletici mesele yapılamayacağı-
İİK’nın 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemeyeceği- 'Senedin bedel hanesinde tahrifat yapıldığı' iddiası, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olup, süresinde yapılmış bir itiraz ya da şikayetin kesinleşmesine kadar her aşamada ileri sürülebileceği-