İİK'nın 168. maddesinin 4. bendine göre; imzaya itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu- Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporlar gereği imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun belirtildiği, son paragrafta ATK raporu uyarınca karar verildiğinin yazılı olmasının sonuca etkili görülmediği, ayrı ayrı atılan imzalar konusunda rapor düzenlenmiş olması nedeni ile bilirkişi raporuna yönelik istinaf nedenleri de yerinde görülmediği-
Mirasçı sıfatıyla takip yapılanın, takip tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olduğu ve fiil ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, kamu düzenine ilişkin bu hususun her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceği ve icra müdürü ile icra mahkemesinin bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden gözetmesi gerektiği- Şikayetçi yönünden icra takibinin iptali gerekirken, imzaya itirazın incelenmesine geçilerek takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bilirkişi raporu ile imzanın borçlu şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının saptandığı, raporun denetime uygun olduğu, alacaklının kötü niyet ve ağır kusurlu olmadığı gerekçesi ile imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığı-
Henüz doğmamış dava hakkından feragatin geçerliliği bulunmadığı- Takip konusu bononun ön yüzünde davacıya atfen atılı olan imzaların davacı eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, davalıların takip konusu bonoda lehtar konumunda olduğu ve bonoyu tanzim eden olarak görünen davacıdan ve diğer borçlulardan doğrudan aldıkları, bu nedenle davacıya atfen atılı olan imzaların davacıya ait olup olmadığını kontrol etme yükümlülüklerinin bulunduğu ve belgenin huzurlarında imzalanmadığı iddiasının kontrol yükümlülüğünü bertaraf etmeyeceği gerekçesiyle imza itirazının kabulü gerektiği-
Çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığına dair net tespit içeren bu nedenlerle de hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporu uyarınca, takibe konu çekteki ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığının kabulü gerektiği, davalı alacaklının takibe konu çeki davacıdan ilk elden alması karşısında, alacaklının takip yapmakta ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bilirkişi incelemesi neticesinde çekteki keşideci imzasının davacı borçluya ait olmadığı da belirlenmiş olup, İİK. 'nun 170/5. maddesi uyarınca, davalı alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi için gerekli yasal koşulların da oluştuğu, davalı alacaklı tarafça davacıya ödeme emri tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı doğmadan yapılan itirazın reddi gerektiği ileri sürülmüş ise de davacının ödeme emri kendisine tebliğ edilmeksizin dava açmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça ileri sürülen sair hususların sınırlı inceleme yetkisine sahip icra hukuk mahkemesinde tartışma konusu yapılamayacağı-
Somut olayda kesin kanaat içeren raporun hüküm kurmaya elverişli ve denetime olanaklı olduğu görülüp, İİK md.170/3 gereği imzanın borçluya ait olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerektiği, itiraz ile takip de durdurulduğundan borçlunun takip konusu alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve % 10'u oranında para cezasına mahkum edileceği-
Takibin iptali talebine ve zaman aşımı itirazı talebine ilişkin somut uyuşmazlıkta; bononun ıslak imza ile imzalanmaması, kaşe imza ile imzalanması halinde kaşe basılan belgenin kambiyo vasfında sayılamayacağı ve alacaklının bono vasfında olmayan belge ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapamayacağına göre ilk derece mahkemesince İİK’nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olacağı-
Kambiyo takibinde, hamilin protesto ön şartının gerçekleşmediğinden lehtara müracaat hakkı bulunmadığı-
İmzaya ve borca itiraz konulu somut uyuşmazlıkta; Üç kişilik heyetten alınan 03.5.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle, takip konusu çekteki imzaların borçlu kooperatif yetkililerine ait olmadığı belirtilerek, borçlunun imza itirazının kabulüne ve takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına-