«Tebligat parçasındaki kaydın -örneğin; tebligat yapılan kişinin, muhatabın işçisi, aile fertlerinden birisi olup olmadığının- icra mahkemesince her türlü delil ile tespit edilebileceği—
«İnkâr edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı» (borçlunun elinin mahsulü olup olmadığı) konusunda kesin görüş belirtmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği, Adli Tıp Kurumunun bu konuda son merci olmadığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–
«İmzaya itiraz» satışı durdurur ise de, haczedilmiş canlı hayvanların –İİK’nun 113. maddesi uyarınca- icra mahkemesi kararı ile -«dava sonuna kadar satış bedelinin alacaklıya ödenmemesi» koşuluyla- satılmasına karar verilebileceği—
«Örnek 10 ödeme emri» kendisine sulsüz olarak tebliğ edilmiş olan borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendikten sonra, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile, tebligatın usulsüzlüğünü -takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu- icra mahkemesine başvurarak, «tebliğ tarihinin -ödeme emrini öğrendiği tarih olarak- düzeltilmesini» istemesi gerekeceği—
Borçlunun ödeme emrinden, evinde uygulanan ihtiyati haciz tarihinde haberdar olmuş sayılmayacağı, ödeme emrine itiraz (şikayet) süresinin kendisine ödeme emrinin tebliği ile başlayacağı—
El yazısıyla atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda ayrı bir şekil koşulu bulunmadığı, kişinin kendisine özgü, belirli karakterleri içeren sembolleri belirterek ya da ad ve soyadını -imza atmak amacıyla- yazarak imzasını atabileceği–
İİK. 170/III uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan «imza itirazının kabulüne» karar verilen durumlarda, icra mahkemesince ayrıca borçlu lehine -% 20- tazminata hükmedilemeyeceği-
İmza itirazında bulunmuş olan borçluya, icra dairesinin yetki çevresi içinde bulunuyorsa «ihtarlı davetiye» gönderilmesi, aksi halde «istinabe suretiyle –talimat yazılarak isticvabına» karar verilmesi gerekeceği—
Duruşmaya gelen alacaklı vekilinin «davayı takip edeceğini» bildirmesi halinde mahkemece masrafı alacaklı tarafça karşılanmak suretiyle, borçlu asile İİK. 68a/V’deki uyarıyı taşıyan ihtarlı davetiye tebliğ edilmesi gerekeceği- Duruşmaya gelen alacaklı vekilinin davanın reddini» istemesinin, davayı takip ettiği anlamına geleceği-