Ağır debilite hastası olan borçluya icra mahkemesince (tetkik merciince) ad ve soyadındaki harflerin benzerleri yazdırılarak dosyanın bilirkişiye tevdi edilip senetteki imza ile bu şekillerin benzerlik arz edip etmediğinin ve borçludaki hastalığın senedin tanzim tarihi itibariyle, senet düzenlemeye engel teşkil edip etmediğinin araştırılması gerekeceği–
Yabancı para üzerinden düzenlenmiş bonolarda «inkar tazminatı»nın, senedin düzenlendiği yabancı paranın takip tarihindeki Türk parası karşılığı üzerinden hesaplanacağı (hükmedileceği)—
«Tebligat parçasındaki kaydın -örneğin; tebligat yapılan kişinin, muhatabın işçisi, aile fertlerinden birisi olup olmadığının- icra mahkemesince her türlü delil ile tespit edilebileceği—
«İnkâr edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı» (borçlunun elinin mahsulü olup olmadığı) konusunda kesin görüş belirtmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği, Adli Tıp Kurumunun bu konuda son merci olmadığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–
«İmzaya itiraz» satışı durdurur ise de, haczedilmiş canlı hayvanların –İİK’nun 113. maddesi uyarınca- icra mahkemesi kararı ile -«dava sonuna kadar satış bedelinin alacaklıya ödenmemesi» koşuluyla- satılmasına karar verilebileceği—
«Örnek 10 ödeme emri» kendisine sulsüz olarak tebliğ edilmiş olan borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendikten sonra, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile, tebligatın usulsüzlüğünü -takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu- icra mahkemesine başvurarak, «tebliğ tarihinin -ödeme emrini öğrendiği tarih olarak- düzeltilmesini» istemesi gerekeceği—
Borçlunun ödeme emrinden, evinde uygulanan ihtiyati haciz tarihinde haberdar olmuş sayılmayacağı, ödeme emrine itiraz (şikayet) süresinin kendisine ödeme emrinin tebliği ile başlayacağı—
El yazısıyla atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda ayrı bir şekil koşulu bulunmadığı, kişinin kendisine özgü, belirli karakterleri içeren sembolleri belirterek ya da ad ve soyadını -imza atmak amacıyla- yazarak imzasını atabileceği–