İİK. 170/IV uyarınca alacaklıya para cezası verilmemiş olmasının, borçlu tarafından temyiz konusu yapılamayacağı—
«Takip dayanağı senetteki imzanın borçluya ait olmadığı» iddiasıyla mahkemede açılmış olan olumsuz tesbit davasında imza incelemesine karar verilme aşamasına gelinmiş olması halinde, HUMK. 317 uyarınca, bu davanın sonucunun, icra mahkemesindeki «imzaya itiraz» davasında, «bekletici mesele» yapılması gerekeceği- (Not: Bu açıklamalar 1.10.2011 tarihinde yürürlükten kalkmış olan 1086 s. HUMK. çerçevesinde geçerlidir. 01.10.2011 tarihinde yürülüğe girmiş olan yeni 6100 s. HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup bu yeni düzenlemeye göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senet ile ilgili takibin durması için önceki HUMK'nun 317. maddesindeki şartların gerçekleşmesi aranmayacak ve sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.)
İtirazının kaldırılması istemli davada yargılamanın her aşamasında icra inkar tazminatı istenebileceği-
İmza itirazında bulunmuş olan borçluya, icra dairesinin yetki çevresi içinde bulunuyorsa «ihtarlı davetiye» gönderilmesi, aksi halde «istinabe suretiyle –talimat yazılarak isticvabına» karar verilmesi gerekeceği—
«İmza itirazı (inkarı)»nın, mutlak def’i olması nedeniyle, sadece lehtara karşı değil, -iyiniyetli olsa da- senedin son hamiline karşı ileri sürülebileceği—
İcra mahkemesince «imza itirazının kabulü ya da reddi»ne karar verilmesi halinde, haklı çıkan taraf yararına vekili için, «nisbi» değil «maktu» vekalet ücretine hükmedilmeyeceği—