Ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı bulunmayıp, bozmadan önce dayanılmayan, bozmadan sonra toplanan yeni delil ve değerlendirmenin esas alındığı ve böylece yeni bir hükmün mevcut olduğunun kabulü gerekeceği, o halde yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesi'ne gönderilmesi gerekeceği-
Tapuda isim ve soyadı tashihi davasında, mahkemece bozmaya uyularak davacılara dava dışı “Mustuk C.lı” terekesine mümessil tayin edilip ve davaya onun huzuruyla devam edilmesi gereği yönünde karar alındığı ancak davacıların mümessil tayini davası red edilerek kararın kesinleştiği, bu durumda terekeye mümessil tayin edilmeden verilen kararda, bu sebeple direnilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hükme yeterli olmadığı, kadastro davalarında aynı parselle ilgili olarak açılan tüm davaların birleştirilerek görülmesinin gerekeceği, mahkemece başka dava açılıp açılmadığının belirlenmediği, teknik bilirkişiye parseli bir bütün olarak ve komşu parsellerin maliklerini, niteliklerini göstereceği, denetime elverişli kroki düzenlettirilmediği, ayrıca, davaya konu olan bölümlerin mer'adan açılıp açılmadığı, taşınmazların öncesinin mer'a olup olmadığının kesin olarak saptanmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Geçerli bir taksim için, mirasçıların tamamının katılıp katılmadığının, davacı dışındaki diğer mirasçılara muris mallarından nelerin verildiğinin araştırılıp kanıtlanmasının gerekeceği-
Geçit hakkı tesisi davasında, davalı taşınmazın altından boru geçirilmesini kabul ettiğine göre, davanın bu kabul çerçevesinde sonuçlandırılması gerekirken; arz üzerinden mecra tesisine hükmedilmesinin doğru olmayacağı-
Parseller içerisinden geçen kadim yolun genişliği ve uzunluğu ile yüzölçümü teknik bilirkişiye tesbit ettirildikten sonra haritada gösterilmesinin sağlanması, bu bölümün yol olarak kadastro dışı bırakılması, yol dışında kalan bölümlerin diğer davalılar adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve infazda güçlük doğuracak biçimde hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Davada meşru bir menfaati bulunan D.S.İ Genel Müdürlüğü, davaya asli müdahil olarak katılmış kendisine husumet tevcih edilmiş bulunduğuna göre, bu husustaki eksikliğe işaretle vaki bozma kararına karşı direnmenin doğru olduğu-
Mahkeme tarafından Yargıtay’ın göreve ilişkin bozma kararına uyulmakla taraflar yönünden usule ilişkin kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekeceği ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak zorunda olduğu-
MK. 724’e dayalı temliken tescil davasının red edilmesi halinde, taşınmaz (arsa) üzerindeki binanın kime ait olduğu hususunun hükümde açıklanması gerekeceği-
Şuf’a davasında da, davalı tarafın akdin tarafı olduğu için muvazaa iddiasında bulunamayacağı, satışı izleyen 1 ay içinde açılan şuf’a davasında, şuf’a bedelinde ekonomik ve objektif nedenlerle değer artışı olduğunun iddia olunamayacağı-