Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yasal koşullara uygun olarak işlevlerini tamamlamış ve hukuki sonuç ve hükümlerini hasıl etmişse davanın tarafları yönünden objektif statüden subjektif statüye geçerek kişiye ait bir nitelik kazanmış olur; buna göre; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yürürlüğün durdurulması kararı davacı vakıflar idaresi yararına kazanmış hakkın vücut bulmasından sonra devreye girmişse geriye etkili biçimde hukuki sonuç doğurmayacağı-
Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına göre MK. nun 645, 3402 sayılı Yasanın 20. maddesi uyarınca kapsamının belirlenmesinin gerekeceği-
Zorunlu geçit hakkı davalarında geçit hakkı kurulan yerin ve yolun genişliğinin leh ve aleyhine bu hak istenen taşınmazların geometrik durumları yüzölçümleri ve kullanım biçimlerinin dikkate alınmasının gerekeceği-
Bozma ilamında tesbit konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tesbit dışı bırakıldığının araştırılması gereğine işaret edildiği halde mahkemece bu yönler yerine getirilmediğinden önceki bozmada değinilen hususların öncelikle yerine getirtilmesi, tüm araştırma ve incelemeler eksiksiz olarak yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece çekişmeli taşınmazın baraj gölü altında kalması ve kadastronun konusunun kalmaması nedeniyle kadastro harici bırakılmasına, konusu kalmayan kadastro işlemi ve davada mülkiyet belirlemesi yapılamayacağından tarafların kamulaştırma bedelinin alınması bakımından genel mahkemede dava açma muhtariyetine hükmedilmesinin yerinde olduğu-
Vakıflar Genel Müdürlüğünün mazbut ve mülhak vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin kira sözleşmelerinin, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona ereceği ve 4331 sayılı Kanunun 6. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında öngörülen süreler ve açılacak davalar tamamen yeni yapılacak kira sözleşmelerine ilişkin olduğundan son bulan kira sözleşmelerine ait bir uyuşmazlık olarak değerlendirilemeyeceği-
Toprak tevzii komisyonunca düzenlenen krokilerin tapu kayıtlarının dayanağı belge niteliğinde olduğu-
Mer'a yaylak ve kışlakların; özel mülkiyete geçirilemeyeceği, amacı dışında kullanılamayacağı, zamanaşımı uygulanamayacağı ve sınırlarının daraltılamayacağı-
A. deniz yatağı olan bir yerin, tapu kapsamı içinde kalsa bile, özel mülkiyete konu olamayacağı-