Boşanma veya ayrılık vukuunda, hakimin, müşterek çocukların velayet haklarının kullanılması biçimi ile çocuklarla, ana babanın şahsi ilişkilerine dair gerekli düzenlemeleri, oluşturulan kararın bir sonucu olarak ve görevi gereği, resen gözetmek zorunda olduğundan, küçüğün velayeti hakkında bir düzenleme yapılmamasının hukuka aykırı olacağı-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda eşine hakaret eden ve birlik görevlerini yerine getirmeyen kocanın tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği ve kadının talebi halinde manevi tazminata hükmedileceği-
Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği-
Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç çocukların babanın velayetine bırakılmasının usul ve kanuna aykırı olacağı-
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekeceği-
Uzman veya çocuk psikiyatristi, psikolog ve üç kişilik bilirkişi kurulundan çocuk, anne ve baba ile yüzyüze görüşülmek suretiyle; kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru ve ruhsal durumunun ciddi olarak tehlikeye girip girmediği konusunda ayrıntılı rapor alınıp karar verilmesi gerektiği-
Davacı kendisi ve çocukları için nafaka talebi olmadığını beyan etmiş ise bu beyanın nafakalardan feragat niteliğinde olduğu ve müşterek çocuklar için nafakaya hükmedilmesinin doğru olmayacağı-
Babanın cezaevinde uzun süreli hükümlü bulunduğu, cezaevi idaresinden görüş günleri de sorularak çocukla kişisel ilişkiye yatılı kalmayacak ve infazı kabil olacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde küçüğün babaya bırakılamayacağı-
Davacı annenin ev hanımı olması, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve günün ekonomik koşulları ve davalı vekilinin duruşmadaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde takdir edilen aylık 75,00 TL iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağı açık olup, nafaka miktarının TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun, daha yüksek bir miktara hükmedilmesi gerekeceği-