Anlaşmalı boşanma davasında kişisel ilişki süreleri yönünden protokoldeki düzenlemenin uygun bulunmaması durumunda hakimin sebeplerini belirterek uygun göreceği düzenlemeyi taraflara önereceği, bu düzenlemenin taraflarca da kabulü halinde buna göre karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık sonucunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu-
Davalı-karşı davacı kocanın “şahsi ilişkinin kaldırılmasına” yönelik davası reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalı kadın yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa tahkikat duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteğinin, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu-
Her üç çocukla baba arasında infazda duraksamaya yol açmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Çocuklardan birinin velayeti babaya, diğerinin velayeti anneye verilmiş olduğundan; velayet kendisine verilmeyen eş yönünden tesis edilen kişisel ilişkide; çocukların kardeşlik duygusunu yaşayabilmeleri için, görüşme dönemlerinde birarada olabilecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekeceği-
Kişisel ilişki düzenlemesinde öncelikle çocuğun fikri, bedeni ve ahlaki yönden gelişimine esas yararı göz önünde tutulup buna göre, kişisel ilişki için sadece kararlaştırılan belirli hafta sonları ve bayram günlerindeki ilişki süreleriyle yetinilmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; müşterek çocuk yararına takdir olunan iştirak nafakasının az olduğu-
Velayetin kullanılması kendisine kendisine verilmeyen eşin çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas tutulması gerektiği-
Velayeti anneye verilen müşterek çocuklar lehine uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-