Tedbir kararına itirazın reddine ara kararın temyiz incelemesinde, duruşma açılıp taraflar davet edilerek inceleme yapılması gerekeceği-
Kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye verilen müşterek çocuk için davacı-davalı kadın yararına takdir edilen iştirak nafakası çok olduğundan, mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki davada, tavalının herhangi bir gelir ve malvarlığı bulunmadığı, geçiminin başkası tarafından sağlandığı anlaşılmakta olup geçimi başkası tarafından sağlanan kişinin iştirak nafakasıyla (TMK.md.182) sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Avrupa Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri gereğince, mahkemece, küçüğün kendini ilgilendiren konularda dinlenmesi ve beyanına değer verilmesi gerektiğinden, küçüğün tercihi esas tutulup velayetin anneye verilmesi gerekeceği; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Her ne kadar mahkeme tarafından ortak çocuk duruşmaya çağrılarak velayet konusunda beyanı alınmış ise de ortak çocuk idrak çağında olmayıp  görüşlerinin olası sonuçlarını anlayabilecek olgunlukta olmaması bakımından, idrak çağında olmayan çocuğun görüşüne değer verilemeyeceği, çocuğun, anne ilgi ve şefkatine muhtaç çağda olması ve uzman görüşündeki belirtilen gerekçeler gözönüne alındığında; çocuğun üstün yararının annenin velayetine bırakılmasının kabulü gerekeceği-
İştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunlu olup; ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekeceği-
Davalı-davacının kusurlu eylemleri davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan, davacı- davalı kadın lehine manevi tazminata hükmedileceği- Davacı-davalı kadının müşterek çocuk için 1000 TL. iştirak nafakası talebi olduğu halde istek aşılarak (HMK. md. 26) aylık daha fazla bir miktar iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Anne-baba ile çocuk arasında ilişki kurulurken, çocukların da birbirlerini görebilecekleri şekilde bir düzenleme yapılmasının onların gelişmeleri bakımından zorunlu olacağ- Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olacağı-
Küçüğün fikri, bedeni ve ahlaki yönden gelişmesi ile babalık duygularının tatmini açısından mahkemece kararlaştırılacak ayın belli haftasonları ve yılın yaz döneminde belli bir ayı ile dini bayramların belirlenecek bir bölümünde çocuğun babası yanında yatıya kalacağı şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerektiği-
Çocuğun baba ile yanlız kalmaktan korktuğunun iddia edildiği, çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği ve uygun olabilecek kişisel ilişki süresi konusunda mahkeme nezdindeki uzmandan rapor alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-