Nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle davacı annenin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen iştirak nafakası miktarı fazla olup, daha uygun miktarda nafaka takdiri gerekeceği-
Velayet hakkı verilen davalı annenin velayetin değiştirilmesi durumu da söz konusu olmadığından iştirak nafakasında da hak sahibi olduğu-
Velayeti davalı annede bulunan müşterek çocuk ile davacı baba arasında her hafta sonu kurulan kişisel ilişkinin, davalı annenin velayet görevini gereği şekilde yerine getirmesine engel olacağı gibi, anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceği ve bu şekilde kurulan kişisel ilişkide her hafta sonu yer ve ortamı değişen çocuğun da üstün yararı bulunmadığından, davalı baba ile müşterek çocuk arasında her ayın belirli hafta sonlarında yatılı olacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Davacı kadına ödenmesine karar verilen iştirak nafakasına ait olduğu her bir ayın geçmesi tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken, her ayın doğduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Eşin madde bağımlılığı olması, eşine ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılması halinde kişisel ilişkiye yönelik olarak aile mahkemesi tarafından uzman raporu alınması gerekeceği-
Kendisine kişisel ilişki kurma hakkı tanınan ana ya da babanın hakkını kullanacağı süre ve zamanı bilmesi gerekeceği-
İştirak nafakasının arttırımına ilişkin davada, davacı avukatlık bürosunun ortağı, üzerine kayıtlı lüks aracı, evleri ve işyerleri var ve müşterek çocuk 2005 doğumlu; davalı ise şirkette genel müdür ve ekonomik durumunun iyi ise, hakkaniyet ilkesine uygun olarak iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği- Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Müşterek çocukların yaşı göz önüne alındığında kişisel ilişkiye dair düzenlemenin bu aşamada yeterli olduğunun, değişen koşullar uyarınca kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği-