-
«1998 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 182- Yürürlükteki Kanunun 148 inci maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber, çocuk kendisinden alınan eşin çocuk ile ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, terbiye ve ahlâk bakımından yararlarının esas alınacağı açıklığa kavuşturulmuştur.»
-
“1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
«..... Maddenin ikinci fıkrasında velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası getirilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla ise, istem hâlinde hâkime, bu giderlerin gelecek yıllarda ne miktarda ödeneceğine ilişkin karar verebilmesi olanağı sağlanarak, ekonomik ve malî açıdan güçsüz olan alacaklıların her yıl masraf ve emek sarfı suretiyle arttırım davaları açmalarını önlemek ve bu nedenle mağduriyetlerine son vermek amaçlanmıştır."
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 144- Madde, yürürlükteki Kanunun 148. madde-sini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber, çocuk kendisinden alınan eşin çocukla ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, terbiye ve ahlâk bakımından yararlarının esas alınacağı açıklığa kavuşturulmuştur.’:
«VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları
1. Hâkimin takdir yetkisi
Madde 144- Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verir-ken, mümkün oldukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana babanın haklarını ve çocuklarıyla olan kişisel ilişkile- rini düzenler.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocukla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, terbiye ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.»
-
1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade : Bu madde boşanan eşlerin müşterek çocuklar üzerindeki haklarını düzenlediğinden kenar başlık ona göre değiştirilmiştir. Bu madde (kişi ve kişisel) deyimler, (terbiye) yerine (eğitim), (menfaat) yerine (yarar), (nispet) yerine (oran) tabirleri Anayasamızda, başka yasalarda ve en son olarak 13.7.1967 gün ve 903 sayılı, vakıflarla ilgili yasada kullanılmış ve yerleşmiş olan terimler olduğu için bu maddede de bunlar tercih edilmiştir.
2) Biçim değişikliği : Madde üç ayrı kuralı kapsadığından üç ayrı fıkraya ayrılmıştır.
3) Hüküm değişikliği : 148 inci madde boşanma hukuku-nun en önemli hususlarından birini düzenlemektedir. Boşanan eşlerin çocukları ne olacak ve ana babanın bu çocuklar üzerinde hakları nasıl bir düzene bağlanacaktır? Bu nokta hukukî olduğu kadar sosyal ve insanî bir noktadır. Bu sebeple bunun mümkün olduğu kadar adaletli bir çözüme bağlanması yalnız ilgililer için değil, toplum ve toplumun geleceği için önemlidir.
148 inci maddenin birinci fıkrasında önce ana babanın hakları ve çocuklarıyla kişisel münasebetleri düzenlenirken ana babanın mahkemede doğrudan doğruya kendilerinin dinlenmesi zorunluğu konulmuş ve sadece vekilin dinlenmesiyle yeti- nilmesine imkân bırakılmamıştır. Ana babadan biri başka bir yerde bulunursa bu dinlenme istinabe yoluyla fıkrada, çocuğun vasîlik altında bulunması halinde vasinin ve vasîlik makamının düşüncesinin ayrıca alınması gerekliliği de kurala bağlanmıştır. Zira, meselâ utanç verici bir suçtan hüküm giyme sonucu olarak boşanma halinde, eşlerden biri hapiste olduğu zaman öteki âciz duruma gelirse bu sebeple velayet onlardan alınıp çocuğa bir vasi tayin olunursa çocuklar gözönüne alınarak değiştirilmiştir. Bundan başka fıkralarda bir yer değişikliği yapılmış, yürürlükteki metnin ikinci fıkrası malî bir kuralı da içine aldığından, tasarıda bir yer değiştirmesi yapılmış ve bu malî kural üçüncü fıkra haline konulmuştur.
İkinci fıkra tasarıda yeniden yazılırken yargıca, ana baba ile çocuklar arasındaki kişisel münasebetlerin düzenlenmesinde gözönüne alması gereken hususlar hakkında yol gösterici bazı noktalar işaret edilmiştir. Bugüne kadar olan uygulamada çoğu defa ana ve baba doğrudan doğruya mahkemede dinlenip onların bu kişisel münasebet üzerinde uzlaşmaları imkânı aranmamış, bu husustaki arzuları sorulmamış olduğundan, çok acık-lı sahnelere ve hattâ çocukların ana ve babaları tarafından kaçırılması gibi hazin olaylara sebep olunmuştur. Yargıç bu hususta kararını verirken ana ve babanın karşılıklı arzularını gözönünde tutmalı, bunları tutanağa geçirmeli ve çocuğun çı-karlarını da ön plânda gözetmek şartıyla kararını vermelidir. Bu mesele bu yolda çözüme bağlanırsa, boşanmalardan sonra eski eşler arasında çocukları yüzünden çıkacak anlaşmazlıklar geniş ölçüde azalır ve mahkeme kararının uygulanması kabiliyeti de o nispette artar.’:
«VII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları.
I. Yargıcın takdir yetkisi.
Madde 148- Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar ve-rirken, doğrudan doğruya ana ve babayı dinledikten ve, çocuk vasilik altında ise, vasinin ve vasilik makamının düşüncesini de aldıktan sonra, ana babanın haklarının ve çocuklarıyla olan kişisel münasebetlerinin düzenlenmesi için gereken tedbirler hakkında karar verir.
Çocuklar kendisinden alınan eşin onlarla, durumun gere-ğine uygun surette kişisel münasebette bulunma hakkı vardır; Bu münasebetin mahkeme tarafından düzenlenmesinde çocu-ğun, özellikle sağlık, terbiye ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur; ana babanın karşılıklı arzuları ve çocuklarına olan sevgi duyguları da gözetilir.
Çocuklar kendisinden alınana eş onların bakım ve eğitim giderlerine, gücü oranında, katılmak zorundadır.»