Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davası davasında tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, hakkaniyete uygun bir nafaka tayini gerekeceği-
İştirak nafakasına ilişkin davalar da nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekeceği, mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
İştirak nafakasının artırılması talebine ilişkin olan davada, mahkemece davalının "bir yıl sonra iştirak nafakasını aylık 350,00 TL'ye yükselteceğine" ilişkin beyanı dikkate alınarak, müşterek çocuk lehine en az aylık 350,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği
"Takip konusu nafakanın ödenmiş olduğu" ileri sürülerek açılan menfi tespit davasında, davalı adına gönderilmiş olan banka dekontlarından sadece bir tanesi nafaka ödemesi olarak kabul edilmiştir, oysa, borçlu davacının birbirini takip ve davalı ile müşterek çocuklarının adını taşıyan ödemelere ilişkin sunduğu dekontlar da mevcuttur, bu dekontların da nafaka ödemesi olarak kabulünün zorunlu olduğu-
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesinin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve aslolanın çocuğun yüksek çıkarına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmak olduğundan, davalı annenin iddiaları karşısında; idrak çağında olan çocukların görüşlerinin alınması, gerektiğinde uzman raporu da alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilip kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı hesabına borçlu tarafından aylık ödemeler yapıldığı gibi çocuk ve kayınvalide hesabına da bir kısım ödemelerin yapıldığı görülmekte olup, Yargıtay'ın süreklilik kazanan son uygulamalarında, sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulunun hakkaniyet kurallarına uygun düşemeyeceği nazara alınarak; ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu gerektiği ilkesi benimsendiği için, nafaka alacağının tahsilini teminen borçlu tarafından borcun doğumundan sonra yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceği-
İştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkin davada, davacı babanın işçi olduğu, kendisine ait evde oturduğu; davalı annenin ise öğretmen olup annesine ait evde oturduğunun anlaşılması halinde, davacı babanın dava tarihinde ödemekte olduğu 518 TL meblağın tespiti ile yetinilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, davacı kocanın ve müşterek çocukların velayetlerinin verildiği annelerinin ayrı şehirlerde yaşaması halinde, çocukların yaşları da dikkate alınarak, yatılı kalacak şekilde ve üçüncü kişilerin gözetiminde olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Boşanma davası sırasında boşanmanın temini amacı ile protokol hükümleri gereğince ödemeyi kabul eden babanın, boşanma sırasında küçük olan müşterek çocuğun büyüdüğü, okula başlama seviyesinde olduğu ve eğitim giderleri arttığı dönemde iştirak nafakasının indirilmesini istemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda velayeti anneye verilen müşterek çocuğun 2 yaşında olması halinde, bu yaştaki çocuğun her hafta sonu babası ile kişisel ilişki kurmasının çocuğun üstün yararına olmayacağı gibi, annenin de velayet görevini yerine getirmesine engel olacak ve anneyi her hafta sonu eve bağlayacak nitelikte olduğundan, davacı baba ile küçük arasında diğer günlerde kurulan kişisel ilişkiler yanında her ayın belirli hafta sonlarını içerecek şekilde kişisel ilişki kurulması gerekeceği-