Velayet düzenlemesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece boşanmaya karar verildiğine göre, müşterek çocuğun velayetine ilişkin düzenleme yapılması gerektiği-
Çocukla davacı anne arasında boşanma kararı ile birlikte kurulan kişisel ilişkinin kesinleşme tarihi ile davacı annenin müşterek çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için açtığı dava tarihi arasında; talebi haklı kılacak yeni vakıa ve olgular meydana gelmiş olabileceğinden, mahkemece, tarafların gösterdiği deliller de toplanmak suretiyle talebin duruşma yapılarak incelenmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az olduğundan, mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı (kadın) lehine bozmadan sonra bozmaya uyularak takdir ve tayin edilen yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten, çocuk için bozmadan sonra bozmaya uyularak belirlenen iştirak nafakasının ise velayete ilişkin bölümünün kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere takdir ve tayin edilmesi gerektiği-
Boşanma veya ayrılığa karar verilirken, mahkemenin, müşterek çocukların velayetleriyle ilgili düzenleme yapması gerektiği,bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece re'sen dikkate alınacağı-
Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK.m.141) dayanılmayan bir vakıanın, tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmadığı-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kadın eş lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının ve çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlatılması gerekirken, hüküm tarihinden itibaren başlatılmasının doğru olmadığı- Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan boşanmanın fer’isi niteliğindeki manevi tazminatın, ancak boşanma hükmünün kesinleşmesiyle muaccel hale geleceği-
Boşanma davalarında vekalet ücreti davanın kabul veya reddedilmesi durumuna göre takdir edileceği- Tarafların kusur durumunun vekalet ücretinin tayininde bir önemi olmadığı gibi, boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen kabul ya da reddi halinde de bunlar için ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi, ana ve babanın yükümlülüklerine aykırı davranmaları, çocuk ile ciddi olarak ilgilenmemeleri halinde kişisel ilişki kurma hakkının reddedilmesi veya kendilerinden alınmasının mümkün olduğu-