Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamak olduğu, mahkemece, velayeti annede bulunan müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinin yetersiz olduğu gibi, ilişkinin gözetim altında yapılmasını gerektirecek bir delil ve olgu bulunmadığı halde, anne yanında ve babanın bir akrabasının refakatinde olmasına karar verildiğinden, düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı -
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken ; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirdiği -
Ergin olmayan çocuklar varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasında ilişkileri düzenleyen hükümlere (TMK.md. 329, 327/1, 185/2, 186/3) göre gereken önlemleri alacağı (TMK.md.197/4), tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, müşterek çocuğun yargılama boyunca anne yanında olduğu anlaşıldığından, şu hale göre, müşterek çocuk yararına dava tarihinden itibaren uygun miktarda tedbir nafakasına karar verilecek yerde, mahkemece sadece kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına hükmolunması doğru görülmediğinden, bozmayı gerektirdiği -
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu (TMK. md. 182/2), hâkim, bu hususu boşanmaya karar verirken, talep olup olmadığına bakmaksızın re'sen gözetmek zorunda olduğu -Kesinleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, bu durumda davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddeleri gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği -
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkının, çocuğun temel haklarından olduğu (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3) -
Boşanma ve ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu ve bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğundan; savunmasının genişletilmesinin, kapsamı aşamasında bile herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın istenebileceği ve bu hususu hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğundan, velayeti davalı-davacı babaya verilen müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği –
Davalı erkeğin şizofreni hastası olduğu, düzenli bir işi ve geliri bulunmadığı, kendisi yoksulluk sınırında bulunan davalının müşterek çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasıyla yükümlü tutulmasının doğru olmadığı –
İştirak ve yoksulluk nafakası artırımı istemine ilişkin davada, velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerektiği-