3. HD. 28.01.2016 T. E: 2015/15874, K: 946-
3. HD. 28.01.2016 T. E: 2015/19465, K: 977-
Davalı tarafça davacının maddi durumunun iyi olduğu iddia edilmekte olup davacı hakkında mahkemece yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yeterli olmadığı, davacının sahibi bulunduğu şirkete ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacının gelir durumunun net olarak tespit edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, davacının sosyal ve ekonomik durumu ayrıntılı şekilde araştırılıp, hasıl olacak sonuca ve nafakanın niteliğine göre müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları ve ihtiyaçları belirlenerek hakkaniyete uygun bir miktar iştirak nafakasının belirlenmesi gerektiği-
Velayeti anneye verilen müşterek çocuğun halen anne bakım ve şefkatine muhtaç olması nedeniyle, uzun süreli olarak anne yanından ayrılmasının çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olacağı ve davacı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacağı- Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu- Tarafların aynı il sınırları içerisinde ikamet ettikleri ve günümüz ulaşım koşulları dikkate alındığında, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken aynı yer-farklı yer ayrımı yapılmasının da isabetsiz olduğu-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, mahkemece iştirak nafakasından indirim yapılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediği, ancak anlaşmalı boşanma davasında belirlenen yüzdelik şartın kaldırılarak, iştirak nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete uygun bulunmadığı, bu nedenlerle, yüzdelik şartın kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, senelik %20 oranındaki artırma kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Kardeşlerin birbirlerinden ayrılacak şekilde velayetin düzenlenmesi de çocukların üstün yararına uygun olmadığı-
Müşterek çocuk A. 2007 doğumlu olup eğitim çağında olduğu, davalı baba ile her ayın belirli hafta sonlarında kurulan kişisel ilişkinin cuma günü saat 17:00'den itibaren başlatılması çocuğun okul düzenini etkileyeceği gibi, okul yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki düzenlenmemiş olması da doğru bulunmadığı -
Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamak olduğu, mahkemece, velayeti annede bulunan müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinin yetersiz olduğu gibi, ilişkinin gözetim altında yapılmasını gerektirecek bir delil ve olgu bulunmadığı halde, anne yanında ve babanın bir akrabasının refakatinde olmasına karar verildiğinden, düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı -
Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir hak olduğu, kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamak olduğu, bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılması gerektiği -
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken ; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirdiği -