4721 sayılı TMK'nun 939 ncu maddesi uyarınca kanunda öngörülen ayrık durumlar dışında taşınırın ancak zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle rehnedilebileceği, taşınırın fiilen rehnedenin hakimiyetinde kaldığı sürece rehin hakkı doğmayacağı,taşınırın alacaklının rızasıyla fiilen yalnız rehnedenin hakimiyeti altında bulunduğu sürece rehinin hükümlerinin askıda kalacağı-
Muvazaa sebebine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında borçlandırıcı işlemin tarihinin önem taşıyacağı,mahkemece davalı alacağının davacı alacağından daha önce doğduğu ve sonraki alacak bakımından muvazaa yaratılamayacağı düşünülmeden hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
Vergi dairesinin alacağının 6183 sayılı Yasanın 21/1. maddesi gereğince ilk hacze iştirak ettirilmesi gerekeceği-
Dava sıra cetvelindeki sıraya itiraz davası olup, bu tür davaların sırasına itiraz edilen alacaklıların hasım gösterilerek açılması gerekeceği-
Şikâyetçi SSK vekili, borçluya ait geminin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, kurum alacaklarının 5 yıllık tahsil zamanaşımına uğradığı ve geçerli haciz kalmadığı gerekçesiyle müvekkiline pay ayrılmadığını, oysa SSK’nun 80. maddesine göre zamanaşımının 10 yıl olduğunu, aksi düşünülse dahi taksitlendirme ve ödeme ile zamanaşımının kesildiğini beyan etmesinden bahisle mahkemece, kurum kayıtları üzerinde, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, zamanaşımını kesen bir sebebin bulunup bulunmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
İİK’nun 106. ve 110. madde hükümlerine göre, menkul malların hacizden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde satışının talep edilmesinin gerekeceği, aksi halde bu haczin düşeceği, sürenin kesilmesinin de, kural olarak söz konusu olmadığı, şikayet olunanın takip dosyasından konulan ve 20.04.2009 günü kesinleşen haczin ayakta kalabilmesi için en geç 20.04.2010 gününe kadar satış istenmesinin ve gerekli avansın yatırılmasının şart olduğu, bu nedenle bu haczin düştüğünün kabulünün gerekeceği-
Nakit paranın haczinde, kural olarak taşınır hükümlerinin uygulanacağı,borçluya ait nakit parayla karşılaşan icra memurunun, İcra ve İflâs Kanunu'nun 89'uncu maddesi değil;88 inci maddesi hükmü çerçevesinde bu parayı haczedebileceği-
İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerektiği, İcra Müdürlüğü'nün işlemi ile satış bedeli ile ilgili paylaştırma yapıldığı halde, sıra cetveli düzenlenmesine yer olmadığına karar verildiği, bu paylaştırma işleminin sıra cetveli niteliğinde olduğu, ancak alacağın niteliği ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığı tartışmalı olduğundan, yani itiraz alacağın esasına da yönelik olduğundan İcra Mahkemesi’nin davaya bakmaya görevli olduğu-