Borçlu hakkında 6183 sayılı yasa kapsamında 3 ayrı takip başlatıldığı, borçlunun taşınmazının haczedildiğine ilişkin tapuya yazılan müzekkerede 3 ayrı takibin tevhit edildiği ve Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gönderilen haciz bildirisinde 2007/19236 tevhit numarasının bildirildiği ve alacak tutarınında 12.737,00 TL olarak açıklanmış olması karşısında sıra cetvelinin iptali davasının yerinde olmadığı-
Alacaklı İİK.’ nun 121. maddesine göre icra hukuk mahkemesinden yetki alıp izale-i şüyu davası açmakla satış istemiş gibi kabul edilmiş ise de, alacaklı yetki alıp bir sene içerisinde izale-i şüyu davası açmakla birlikte, izale-i şüyu kararından (kanınımızca; kararın kesinleşmesinden) itibaren İİK.’nun 106. maddesinde belirlenen bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunmadığı, bu durumda, alacaklının haczinin düştüğü kabul edilerek oluşan sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Şikâyetçinin itirazının, alacağın esası ve miktarı ile birlikte, sırasına da yönelik olduğundan, uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-
Mahkemece, şikâyetçinin haczinin daha önce olduğundan sıra cetveline konu paranın öncelikle şikâyetçiye verilmesi gerektiği gerekçesiyle, şikâyetin kabulü ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, ... parsel sayılı taşınmazda satış tarihinde vergi dairesinin haczi bulunmadığı, yine... sayılı taşınmazla ilgili olarak da Ö. Kooperatifinin ipotek alacağının dikkate alınmadığı, bu sebeple sıra cetvelinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, ipoteğin karz ipoteği olup üst sınır ipoteği ile bir ilgisinin bulunmadığı, düzenlenen sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
İİK'nun 206/1. maddesi kapsamında kalan alacaklarla ilgili takipler ve rehinli takipler hariç olmak üzere, iflas erteleme kararı verilen borçlu hakkındaki tüm takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olduğundan ve İİK. mad. 179/’nin amir hükmü karşısında, vergi dairesi alacaklarıyla ilgili olarak tedbir kararından sonra haciz konulmuş olduğu anlaşıldığından, sıra cetveline konu alacaklardan yalnızca şikayetçinin alacağıyla ilgili olarak takibin sürdürülebilir nitelikte olduğu, vergi daireleri alacağı kamu alacağı olsa da anılan tedbir kararı uyarınca takibin devam ettirilmesi ve haczin paraya çevrilmesinin mümkün olmadığı, tek yürütülebilir haciz, şikayetçi alacağı dolayısı ile başlatılan icra takibiyle ilgili konulduğu gözetilerek, buna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan gönderilen haciz ihbarnamesine, üçüncü kişi tarafından verilen cevapta başka bir borçlu ismi altında, alacağın bulunduğu ve ihbarnameye itiraz edildiği yazılmış ise de; adı geçenin parayı icra müdürlüğüne gönderdiği sırada yaptığı bildirimde (... sayılı icra dosyası), şikayetçinin alacaklı olduğu dosyadan gönderilen haciz ihbarnamesini de gösterdiğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, bu durumda itirazın, 3. kişi tarafından uhdesindeki para üzerine haciz koymaktan kaçınılması olarak yorumlanmamasının gerekeceği-
Mahkemece, 3410 sayılı yasa ile değişik 2576 sayılı yasanın 6/b maddesi uyarınca bu uyuşmazlığa –SGK ile vergi dairesi- bakmakla görevli mahkemenin Vergi Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, icra takibinin zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasını ancak borçlunun talep edebileceği, şikâyetçinin bu iddialarının sıra cetveline itiraz suretiyle ileri sürülmesine yasal olanak bulunmadığı, borçlu tarafından bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı gibi takibin geri bırakılmasına dair bir kararın da mevcut olmadığı, diğer taraftan çekin zamanaşımına uğramış olmasının alacağı ortadan kaldıran bir sebep olmadığı, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-