Dava veya takip başlamadan önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama dayanan alacaklının, ilk hacze iştirak hakkının bulunduğu-
Mahkemece, şikâyet olunan şirketin alacaklı olduğu dosyadan taşınmazın kaydına... tarihinde haciz konulduğu, gümrük müdürlüğünün haczinin ise daha sonraki tarihli olduğu, şikayetçinin dosyasından konulan haczin ise şikayet olunandan sonra olduğu, şikayet olunanların hacizlerinin geçerli ve ayakta bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, davalı takibinin kambiyo senedine dayalı olduğu, düzenlenmesi her zaman mümkün olan kambiyo senedinin tek başına alacağın varlığına delalet etmeyeceği, kambiyo senedinin, alacaklı ve borçlu arasında Almanya'da gerçekleşen ticari faaliyetten kaynaklandığını savunan davalının sunduğu belge altındaki imzanın Jandarma Bölge Kriminal Laboratuarı raporuna göre borçluya ait olmadığı, borçlunun icra dairesine gelerek davalı borcunu kabul ettiği, aradan geçen süreye rağmen haczedilen taşınmazın satışının istenmediği ancak taşınmazın satışı üzerine ihalenin feshi davası açıldığı, yüksek miktarlı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipte dosyanın ayakta tutulması dışında bir işlem yapılmadığı, alacağını ispat külfeti bulunan davalının yeterli delil sunamadığı, muvazaalı olarak yaratılan alacak ile davalı bankanın alacağına kavuşmasının engellendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne sıra cetvelinin ikinci sıra alacağı olarak F. 1'nci İcra Müdürlüğü'nün 1998/116 esas sayılı dosyasının sıraya alınmasına, bakiye alacak kalması halinde F. 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/2436 sayılı dosyasına gönderilmesine ve sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Dosyanın incelenmesinde şikâyetçinin birden çok alacak için takip yaptığının ve alacakları için düzenlenen ödeme emirlerinin değişik tarihlerde borçluya tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda şikâyetçinin hangi takiplerinin kesinleşip, hangilerinin kesinleşmediği konusunda, uzman bir bilirkişiden alınacak rapor çerçevesinde karar vermek gerekeceği-
Banka lehine tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satılması ve ipoteğin nakde çevrilmesi söz konusu olduğundan, taşınmazlar üzerindeki davacı banka ipoteğinin kalkacağı, rehin hakkının bedele dönüşeceği, davacı banka, ipoteğin çek yapraklarından kaynaklanan sorumluluğu da kapsadığını belirttiğinden mahkemece konu ile ilgili ipotek senedi, banka kredi sözleşmesi de incelenmek suretiyle bankanın söz konusu sorumluluğunun ipotek kapsamında olup olmadığının belirlenmesi, ipotek kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde, ipotek bedeli üzerinde bankaya rüçhan hakkı tanınarak bu alacağın şartlı alacak olarak masaya kaydının gerekeceği-
Şikâyet sadece sıraya ilişkin olmayıp, ipotekli alacağın miktarı da çekişmeli olduğundan, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken, esasa girilerek hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Başka bir alacaklının sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, bu istemin Asliye Ticaret Mahkemesi’nce incelenmesi gerekeceğinden, İcra Mahkemesi'nce bu isteğin tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
"İİK'nun 110'ncu maddesinde belirtilen sürenin talebin geri alındıktan sonra yenilenmesi halinde en baştan başlamayacağı, şikayet olunanın ikinci satış talebinin haczin düşmesinden sonra yapıldığı, ihalenin feshi davasında haczin düştüğünün iddia edilmediği" gerekçesiyle, şikayetin kabulüne, "şikayetçi alacağının, şikayet olunana ayrılan paydan öncelikle ödenmesine" karar verilmesinin isabetli olduğu-
Sıra cetveline itirazı bulunmayan alacaklıların, başkası tarafından yapılmış şikâyetten yararlanmasının mümkün olmadığı-
Mahkemece, haciz ihbarnameleri gönderilmesi ve ihbarnamelerin kesinleşmesi ile davalı belediyenin borçlu haline geldiği yönündeki iddianın yasal dayanağının olmadığı, sıra cetvelinin haciz tarihlerine göre oluşturulmuş olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-