Mahkemece, sıra cetvelinin İİK.’ nun 206. maddesine uygun bir şekilde düzenlendiği, ilk sırada rehin alacaklısının, 2. sırada imtiyazlı alacaklıların yer aldığı, davalı F. Bankasının takibinin rehnin paraya çevrilmesiyle yapılan takip olması ve SGK alacağının da imtiyazlı alacaklar içerisinde yer aldığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Davalı banka ile dava dışı borçlu arasında düzenlenen Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi’nin 19. maddesinde, “ Müşteri, özellikleri sözleşmede yazılı taşıtı veya taşıtlarını gerek bu kredi sözleşmesi gerekse Bankayla imzalamış olduğu başka sözleşmelerden veya herhangi bir nedenden doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere rehnettiğini kabul ve taahhüt eder.” hükmünün yer aldığı, mahkemece, sözleşmenin anılan hükmü somut olay bakımından değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
"Davalı şirketin, icra sayılı dosyasındaki mevcut alacağı için garameten ödenmesi şeklinde düzenlenmesi gerektiği" gerekçesiyle sıra cetvelinin düzenlenmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece, vekâlet ücretinin bütün alacaklıları ilgilendiren masraflardan olmadığı, faiz hesabında hata bulunmadığı ve sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Avukatlık ücretinin rüçhanlı bulunması durumunun ilama konu taşınmazla bağlantılı olduğu, oysa sıra cetveline konu taşınmazın takibe dayanak ilama konu taşınmazla aynı olmadığı, bu suretle avukatlık ücretinin rüçhan hakkı bulunmadığı halde icra memurluğunca yasaya aykırı olarak rüçhanlı vekâlet ücreti adı altında satış bedelinden... TL.’ nin davalı tarafa ödenmesine karar vermesinin yerinde olmadığı, bu suretle sıra cetvelinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, mahkemece, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, şikâyetçinin takip dosyasından yasal süre içerisinde satış istememesi nedeniyle şikâyetçinin haczinin düştüğü, takibin 6183 sayılı yasaya tabi olduğunun kabulü halinde dahi 12 yıldır hiçbir işlem yapılmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen şikâyetlerin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Asıl dosya şikâyetçisinin alacaklısı olduğu takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine, vergi dairesince itiraz edilmediği gibi verilen cevapta da haczin işlendiği belirtildiğinden, ilk haczin bu ihbarnamenin tebliği tarihinde konulduğunun kabulünün gerekeceği, açıklanan durum karşısında asıl şikâyetin kabulü ile birleşen şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Vergi Dairesi haczinin diğerlerinden daha önceki tarihi taşıdığı ve Varlık Yönetimi AŞ.’nin temlik aldığı banka alacağının imtiyazlı sayılmayacağı-
Muhasebe işlemlerinin hâkimin genel ve hukuki bilgisi kapsamında olmadığı, yeterli olmadığı anlaşılan bir bilirkişiden ısrarla ek raporlar alınması ve nihayetinde bilirkişinin vefatı üzerine, hesaplama işini hâkimin üstlenmesi doğru olmayıp, seçilecek yeni bir bilirkişiden yasal düzenlemelere ve bozma gereklerine uygun, tarafların itirazlarını cevaplayan, ayrıntılı ve denetime elverişli bir rapor alınmasının, şikâyetin taraflarına bu rapora yönelik beyanda bulunma hakkının tanınmasının ve hâkimin de raporu denetlemesi suretiyle bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, ipoteğin dava dışı kredi borçlusunun şikâyet olunan banka ve şubesine doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere konulduğu, şikâyet olunanın sıra cetvelinin 1. sırasında yer alacağının da kredi kartı borcundan kaynaklandığı ve ipotek resmi senedi teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-