Her ne kadar şikâyet olunan takip borçlusuna icra müdürlüğü dosyasında yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin belgedeki imzanın adı geçenin eli ürünü olmadığı, bu nedenle de tebliğin geçersiz olduğu anlaşılmış ise de, takip borçlusunun icra müdürlüğüne bizzat gelerek, takipten ve ödeme emrinden haberdar olduğunu, ancak takip konusu borcu kabul etmediğini belirterek takibe itiraz ettiği, takip borçlusunun bu itirazı giderilmeden konulan haciz geçersiz olup, sıra cetveli düzenlenirken dikkate alınmayacağı-
Mahkemece, şikâyet edenin bedeli paylaşıma konu taşınmazın önceki maliki ve talebin de satış bedelinin öncelikle kendi borçlarının ödenmesine tahsisi gerektiği noktasında olup, alacaklı sıfatı bulunmayan ve sıra cetvelinde yer almayan şikâyetçinin aktif şikayet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, borçlunun taşınmazına haciz konulduğu, satış avansının da yatırıldığı, satış avansının İİK.’nun 106. maddesinde öngörülen yasal iki yıl içinde yatırılması nedeni ile haczin kalkmadığı, şikâyetçinin P. Dosyasından konulan haczin... tarihli olması nedeni ile şikayet konusu sıra cetvelinin kanuna uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İflas kararının bozulması ile iflasın açılmış olmasının sonuçlarının sona ereceğinden, iflastan önceki duruma geri dönüleceği, İİK'nun 193, 194'ncü madde hükümleri uyarınca icra takipleri ile davalara kaldıkları yerden devam edilip iflas idaresinin görevinin sona ereceğinden, mahkemece değerlendirme yapılarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece, şikâyet olunan alacaklı lehine konulan ipoteğin şikâyetçi vergi dairesi lehine konulan haciz işleminden önce işlendiği, şikâyetçi alacaklının satılan taşınmazın aynından kaynaklanan vergi borcu olmadığı ve bu sebeple düzenlenen sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, şikâyetin konusunu oluşturan takip dosyalarında şikâyet olunanın alacaklı konumunda bulunduğu, K. icra müdürlüğünün dosyasında satış işlemlerinin yürütüldüğü ve bu dosyada satış avansının yatırıldığı, diğer alacaklı olanın icra dosyalarında hacizlerin geçerliliğini koruduğu, şikâyetçinin hacizlerin düştüğü yönündeki iddiasının gerçek olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
6183 sayılı kanunun 21/1. maddesine göre ‘’3. şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden önce, o mal üzerinde amme alacağı için de haciz konulursa, bu alacağın da hacze iştirak edeceği ve aralarında satış bedelinin garameten taksim olunacağı, bu nedenle kamu alacaklarından dolayı konulan haciz ile diğer şahısların arasındaki ilişkinin genel kural olarak İİK.’nun iflastaki sırayı düzenleyen 206. maddesine göre değil, anılan kanun hükmüne göre belirleneceği-
Mahkemece, şikâyetçinin sıra cetveline konu aracın aynından doğan motorlu taşıtlar vergisi borcunun icra müdürlüğüne bildirilmiş olmasına rağmen satıştan elde edilen paranın şikâyetçiye ödenmesi gerekirken, ilk haciz sahibi olduğu için satış parasının şikâyet olunana ödenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline, satış parasının şikâyetçiye ödenmesine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, davacının alacağının Avukatlık Kanunu’nun 166. maddesi ile rüçhanlı alacak olarak kabul edildiği, bu nedenle hacze iştirak ettirilmesi ve rüçhanlı alacak olarak yer verilmesi gerekirken, paylaştırılma dışı tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-