Mahkemece, dava dışı borçlunun taşınmazı üzerine sıra cetvelinin yapıldığı takip dosyasından alacaklı banka tarafından... tarihinde haciz konulduğu, 6183 sayılı kanunun 21. maddesi uyarınca vergi dairesi ve SGK.’ nın ilk haciz sahibi bankanın haczine iştirak etmeleri ve satış bedelinin bu üç alacaklı arasında garameten bölüştürülmesi gerektiği, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, dava dışı borçluya ait konut üzerine banka tarafından ipotek tesis edildiği, borç ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, borçluya ait konutun ihale bedelinden ipotek alacağı ödendikten sonra kalan paranın AATUHK.’ nun 69. maddesince haczi daha eski tarihli olan vergi dairesine ödenmesi, para arttığı takdirde SGK.’ ya ödenmesi gerektiği halde garameten taksimin hatalı olduğu gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne kalan paranın öncelikle vergi dairesinin alacağını karşılaması için sıra cetvelinin bu kısım yönünden iptaline karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Yapılan ihale hakkında ihalenin feshi davasının açılmış olması halinde, alacaklıların ihalenin kesinleştiği tarih itibariyle alacaklarına sıra cetvelinde yer verilmesi gerekeceği-
Sermaye borcunun iflas masasına alacak olarak kaydettirilemeyeceği-
Temyiz dilekçesinin verilme usulü HMUK’nun 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olmasının gerekeceği, şikâyet olunan tarafından bu işlemlerin yapılmadığı, sadece temyiz dilekçesinin hâkime havale edilmesi ile yetinildiği, bu durumda temyiz isteminin usulden reddinin gerekeceği-
Mahkemece, davalı şirketin alacak kayıt başvurusuna ilişkin banka dekontunda paranın müflis şirkete borç olarak gönderildiğine ilişkin bir kaydın olmadığından alacağın gerçek bir alacak olmadığı ve davalı iflas idaresine husumet yöneltilmeyeceği-
Mahkemece, dosya kapsamına göre; S. İcra müdürlüğü dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinin 13.04.2011, takibin kesinleşme tarihinin 19.04.2011; Merkez Bankası’ndaki mevduata konulan haciz tarihlerinin S. İcra müdürlüğünün dosyasında 26.04.2011 ve şikâyetçinin alacaklı olduğu A. İcra müdürlüğü dosyasında M.B.’ndaki mevduat üzerindeki haciz tarihinin 04.05.2011 olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Mahkemece, ilk haciz olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayan ve sıra cetvelinin 2. sırada gösterilen A. İcra müdürlüğünün dosyası celbedilerek, şikâyet olunanın alacaklı olduğu sıra cetvelinde 3. sırada gösterilenin dosyasındaki haczin, İİK.’ nun 100. maddesine göre A. İcra müdürlüğü dosyasındaki hacze iştirak koşulları bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikâyet olunan ve şikâyetçinin hacizlerinin birbirine iştiraki hususunun değerlendirilip buna göre hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tesis tarihinde yürürlükte bulunan 6782 sayılı TTK.’nun 877. maddesine dayalı kanuni rehin hakları için TMK.’ nun 809,810 ve 811. maddeleri uygulanacağından, bu hakların, kendilerinden önce tesis ve tescil edilen gemi ipoteğinin önüne geçemeyecekleri; şikâyetçinin alacaklarının da 6762 sayılı TTK’ nun 1235. maddesinde sayılan gemi alacaklısı hakkı kapsamında bulunmadığından, şikâyetin reddine dair mahkeme kararının onanmasının gerekeceği-