Tasfiye halindeki Emlak Bankası’nın TMSF’ye devredilmiş bankalardan olmadığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 13. maddesinden yararlanmasının ise ancak diğer alacaklıların muvazaadan arî hakları aleyhine sonuç doğurmaması şartlarına bağlandığı-
Davacının itirazı bir başka alacağa ilişkin olmayıp kendi alacağının faizinin eksik hesaplandığı nedenine dayanmakta olup, İİK’nun 142. maddesi kapsamında genel mahkemelerin görev alanına giren sıra cetveline itiraz niteliğinde olmadığı-
Reddine karar verilen bir talebin yasaya uygun bir satış talebi olarak kabulüne yasal olanağın bulunmadığı, bu durumda; icra mahkemesince, gayrimenkullerin satışı için avans yatırıldığı, ancak satış talebinin reddine ilişkin icra müdürü kararının bu şekilde kesinleşmesi nedeniyle, geçerli bir satış talebinin bulunmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikâyetin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/851 E., 2011/1265 K. sayılı görevsizlik kararına karşı kanun yoluna başvurulduğu ve bu başvurunun reddine ilişkin Yargıtay ilamı davacıya 05.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği halde, davacının 06.09.2012 tarihinde İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi'ne verdiği dilekçe ile dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi isteğinde bulunduğu, görevsizlik kararlarına karşı karar düzelme yolunun kapalı olduğu hususu da dikkate alındığında, davacının temyiz başvurusunun reddine ilişkin Yargıtay ilamının davacıya tebliğ tarihi ile başvuru günü arasında karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın 20/1-son maddesinde belirtilen iki haftadan fazla süre geçtiğinden mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3473 Esas sayılı dosyasında borçluya ait aracın satılarak paraya çevrildiği, müvekkili kurumun alacağının öncelikli alacak olup 6183 Sayılı Kanun'a göre takip yapıldığı, kurumun alacağının birinci sırada yer alması gerekirken 4. sırada yer almasının usul ve yasaya aykırı olduğu, 15.12.2010 tarihli sıra cetvelinin iptali gerekeceği-
Mahkemece, şikayet sıra cetvelinin iptali iptali istemine ilişkin olarak tavsif edilmesinden ötürü icra memurunca muamelesini şikayetlerde uygulanması gereken Harçlar Kanunu'nun 13/d maddesi gereğince harç alınması gerekeceği-
Bir alacağın rehinli olup olmadığına ve rehin nedeniyle rüçhanlı olduğu iddia edilen alacağın üst sıraya alınmasına ilişkin itirazların icra mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği-
Mahkemece, şikâyet olunan tarafından taşınmazlara haciz konulduğu ve bu taşınmazların satışı için süresi içerisinde iki kez satış avansı yatırıldığı, satıştan vazgeçildiğine dair şikâyet olunanın bir beyanı da olmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece şikâyetin kabulüne karar verilen durumlarda, sıra cetvelinin hukuka uygun olmayan yönlerini göstererek icra müdürüne bu konuda işlem yapması için talimat vermekle yetinmesi gerekirken, ayrıca şikâyet olunanın alacağının sıra cetvelinden çıkarılması şeklinde eda hükmü kurmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece şikayet olunanın başlattığı takip dosyasında ödeme emri tebligatının üzerine borçlu yerine alacaklının ismi yazılmış ve tebligatın PTT işyerinde aynı konutta ikamet eden başka bir şahsa tebliği usulsüz ise de borçlunun tebligatı aldığına dair takip dosyasına dilekçe verdiği, bu nedenle Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca bu tarihte tebligatı almış sayılacağı ve tarihin kesinleşmiş olduğu, sıra cetvelinde yasaya aykırılık olmadığı, ancak açılan davada borçlunun davalı sıfatı bulunmadığından borçluya yönelik şikayetin husumet yokluğundan, diğer alacaklıya yönelik şikayetin de esastan reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-