Dava usulüne uygun biçimde sözleşmede kiracı görülen kişi aleyhine açıldıktan sonra ıslah suretiyle de olsa, hasım değiştirilerek bu yerde fiilen oturan kişi aleyhine yürütülüp sonuçlandırılamayacağı-
Arsa sahibi ile düzenlediği eser sözleşmesine göre davalının davacıya karşı da alacağın temliki hükümlerine göre sorumlu olacağının mahkemenin de kabulünde olduğu gibi doğru olduğu, satın akdinin tamamlandığı, akdin tamamlanmasından sonra sözleşme dışı nedenlerle dairenin değer kazanması MK. nun 2. ve BK. nun 44. (şimdi; TBK. mad. 52) maddelerinin uygulanmasını gerektirir bir olgu olarak kabul edilmesinin hükmen üstün görülemeyeceği, gerçekte de tamamlanan satım akdi ile daire satın alan davacının mal varlığına girmiş olup bundan sonra taraflar dışında gelişen durumla da dairenin değerinin artmasından dolayı kazanmaların da davacının mal varlığına ait olduğu, davalının bundan yararlanması mümkün olmayacağı gibi adalet duygularını rencide eden bir durumun varlığından da doğrudan veya dolaylı olarak söz edilemeyeceği, böyle bir kabulün satım akdinin hukuki yapısına tamamen aykırılık oluşturacağı-
Öncelikle, kooperatif ana sözleşmesinin ve ticaret sicili dosyasının getirtilerek, ana sözleşme ile yönetim kurulu üyelerine ne gibi yetkilerin verildiğinin ve bu yetkileri kimlerin ne şekilde kullanabileceklerinin belirlenmesinin, kooperatifin amacı ve bu amaç içinde kat karşılığı inşaat yapıp yapmayacağının tesbitinin gerekeceği, kooperatif sözleşmesinin inikadından sonra müdür olarak tayin olunan H. tarafından imzalanan akitlere ve yapılan inşaata, kooperatifçe onay verilip verilmediğinin tartışılmasının gerekeceği, kooperatiflerde en yetkili organ genel kurul olup yasanın amir hükümleri dışında kooperatifle ilgili her konuda karar almaya yetkili olduğu, bu nedenle, vekilce gerçekleştirilen sözleşmelerin geçersiz olduğu kabul edilse bile, genel kurulca benimsenmişse artık bu akdin feshinin istenmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, o halde, Genel Kurul’un bu işleme onay verip vermediğinin araştırılıp tartışılmasının gerekeceği-
Satış vaadi borçlusu aleyhine açılan dava görülmekte iken çekişmeli taşınmazın başka şahsa kayden devredildiği ve davacının da seçimlik dava hakkını, yeni malike tevcih etmeden, âkidi hakkındaki davasını tazminat isteğine dönüştürmek suretiyle kullandığı, satış vaadi borçlusu hakkında ayna ilişkin olarak değer itibariyle sulh mahkemesinde görülen davanın, taşınmazın 3. şahsa temlikinden sonra, davalı hakkındaki temlik davasının tazminata dönüştürülmüş olmasının, mahkemenin görevini etkilemeyeceği, bu durumda, değer sebebiyle görevsizlik kararı verilemeyeceği-
Kira parası, stopaj gibi vergiye ilişkin kesintilerin göz önüne alınmaksızın saptanmasının gerekeceği, bu nedenle kira parasının "brüt" ya da "net" olarak nitelendirilemeyeceği-
Trafik kazasına karışan aracın sahibi ve sürücüsünün tazminattan müteselsilen sorumlu olacağı-
Borçlunun, kusursuz olduğunu ispat etmedikçe, borcun geç ifa edilmesinden dolayı alacaklının geçmiş günler faizini aşan zararını tazmin etmek zorunda olduğu, ancak bunun için alacaklının gecikme dolayısıyla geçmiş günler faizini aşan zarara uğradığını ispat etmesinin gerektiği, alacaklının ispat için genel ve herkesçe bilinen olgular yerine açık ve somut delillere dayanmasının gerektiği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerinin yorumlanmasından kaynaklandığı, ortak giderlerin brüt gelirin % 20 'sini aşması durumunda iki tarafın mutabakatının aranacağı, bu durumda bir ortağın yaptığı masrafın ortaklık için gerekli olduğunun araştırılıp gerekliliğinin saptanması halinde diğer ortağın da buna katlanmasının gerekeceği-
Kiralananın boşaltılması davalarında, iki haklı ihtardan birisiyle, birikmiş kira farklarının ödenmesi istenmişse, mahkeme kararı onanmadıkça, alacak muaccel hale gelemeyeceğinden, ihtarın haklı sayılamayacağı-
Taraflar arasındaki "alacak" davasında, noterde düzenlenen "düzenleme şeklinde taahhütname başlıklı sözleşme"nin hukuken geçerli olup, tarafları bağlayacağı, bu sözleşmede taraflar gecekondunun davacının elinden alınması halinde davacıya satıştan dönme hakkının, satış bedelini talep ve cezai şart talebi hakkının tanındığı, dönme koşulu tahakkuk ettiğine göre davacının davalıya aynı zamanda ve karşılıklı olarak, üzerinde bulunan arsa pay tapusunu da davalıya iade etmesi koşuluyla satış parasının davalıdan alınmasına, cezai şart için ise BK.nun 161/son (şimdi; TBK. mad. 182/son) maddesi de gözönünde tutularak, takdir edilecek bir miktara hükmedilmesinin gerekeceği-