Yenilenen ilk dönemde kira parasının, toptan eşya endeksi ve yüzde altmış beşle sınırlı olarak artırılması gerekeceği-
Davanın, muarazanın men'i ve menfi tespit istemi olduğu, kullanılmamış malzeme miktarı için de davalı iş sahibinin fiyat farkı ödemesinin, işin amacına uygun düşmeyeceği, o halde, mahkemece konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla yerinde keşif yapılarak davacının yüklendiği iş kapsamındaki her bir konutta kullanılan malzemenin gerçek miktarının saptanması, bunlara sözleşmeye göre uygulanacak fiyat farkı hesaplattırılarak alacak - borç ilişkisi hakkında sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Gerek sözleşmenin bu hükmünden, gerek toplanan diğer delillerden davalı kiralayanın, kiralananı "bayan kuaförü" salonu olarak kullanılmasını sağlama taahhüdü altına girdiğinin açıkça anlaşıldığı, BK.’nun 249. maddesi (şimdi; TBK. mad. 301, 304, 305, 307) hükmü uyarınca, kiralayanın kiralananı akitten maksut olan kullanmaya salih bir halde, kiracıya teslim etmek ve kira müddeti süresince bu halde bulundurmakla yükümlü olacağı, davalının bu edimini yerine getirmediği ve bu nedenle davacının sözleşmeyi fesih etmekte haklı bulunduğunun açıkça anlaşıldığı, bu durumda davacının gerek kiralanana yaptığı giderleri gerek daha önce ödediği teminatı geri isteyebileceği, mahkemece bu yön gözetilerek karar verilmesinin gerekeceği-
Geçersiz sözleşmeye veya bunun feshine dayanılarak istemde bulunulamayacağı, ancak davacının giderleri karşılığında yapıldığı iddia edilen işler nedeniyle, davalı iş sahibinin mamelekinde bir artış ortaya gelmiş ya da davalı iş sahibi için artı değer yaratılmış ise; davacının haksız iktisap nedeni ile o oranda bedel isteyebileceği-
Asıl ve karşılık davaya konu edilen ev mevcut hali ile davacıya geçtiğine göre; davacının, davalı karşılık davacının bu eve yaptığı harcamalardan, vekâletsiz iş görme hükümlerine göre, sorumlu olacağı-
Eser sözleşmesinde olayda olduğu gibi aksi kararlaştırılmamış ise yüklenicinin edimini yerine getirmekle bedeli hak kazanacağı, bu nedenle işin ikmal ve teslim edilmesinden sonra kalan ücretin ödenmesi gerekeceğinden olayda direngen duruma düşen ve dolayısıyla kusurlu olan tarafın davalı ve karşı davacı yüklenici olduğu, tebliğden itibaren kendisine işin yapılması için 10 gün süre verilen davalı ve karşı davacının verilen sürenin bitimiyle birlikte direngen duruma düştüğünün kabulünün zorunlu olacağı, bu tarihten sonra davacı iş sahibi yararına gecikme nedeniyle mahrum kalınan isteme, doğan zarara hükmedilmesi gerekirken ifadan vazgeçip gecikmeden doğan zararı isteyen davacının buna dair isteminin tümden reddinin doğru olmayacağı, davalı ve karşı davacı dava dilekçesinde kalan iş bedeli için reeskont faizi istemiş olduğu halde 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesine uygun bir istem yerine %30 oranında yasal faize hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olacağı-
Kira sözleşmesinde kira parasının her yıl artırılacağı kararlaştırılmışsa, kiralayan uyarıma gerek olmaksızın kira dönemi sonuna kadar kira tespiti davasının açabileceği, bankaya yatırılan kira parasının alınmasının kötüniyet oluşturmayacağı-
Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin, önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi ve bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüd ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açmasının gerekeceği- Bozma kararından sonra davacının duruşmaya gelmesine karşın, davalının davayı takip etme isteğinde bulunması nedeniyle, davayı takip etmeyen davacı yararına önceki kararda direnmenin hukuken mümkün olmayacağı-
Taraflar arasındaki "sözleşmenin uyarlanması" davasında, kişilerin sözleşme serbestliği ilkesine göre "kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nev'i şahsına münhasır sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit etmek, hukuka ( yani buyurucu ve yasak koyan hukuk kurallarına ), ahlak ve adaba aykırı olmamak şartıyla kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşmelerin fizyonomisini ( tipini ) değiştirmek ve konusunu yasal sınırlar içinde serbestçe tayin etmek hakkını haiz oldukları, bankaların hükümetin izniyle faaliyette bulunan, öz kaynaklarından ziyade faiz karşılığında topladıkları mevduatı, Türk ekonomisinin gelişme hedefleri doğrultusunda kredi olarak ekonominin kullanımına sunan ticari kuruluşlar oldukları, bankanın bu özel durumlarının sözleşmenin uyarlanması yapılırken gözden uzak tutulmamasına özen gösterilmesinin gerekeceği-
Hukukumuzda «sözleşmeye bağlılık ilkesi»nin yanında «sözleşme serbestisi ilkesi»nin de kabul edilmiş olduğu, bu ilkelere göre kişilerin özel hukuk alanında özel ve tüzel kişilerle olan ilişkilerini, varolan hukuk düzeni içinde kalmak koşuluyla diledikleri gibi düzenlemek, diledikleri konuda, diledikleri ile diledikleri tipte sözleşme yapmak hak ve özgürlüğüne sahip oldukları, «sözleşmeye bağlılık ilkesi»nin hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biri olduğu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyarlama davalarında mahkemece krediler konusunda uzman ve üniversitenin ekonomi, bankacılık ve ticaret hukuku arabilim dallarında görevli öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi kurulundan mütalâa alınması gerekeceği–