Davanın, kiralananın aylık kira parasının tesbiti istemine ilişkin olduğu, ilk kira kontratının başlangıç tarihi itibariyle olayda üç yıldan fazla sürenin geçmiş durumda olduğu, bu itibarla yerel mahkemenin, 1.9.1994 tarihinde başlayacak yani kira dönemi için kiralananın aylık kira parasının endeks uygulanması suretiyle değil, tevhidi içtihat hükümleri dairesinde günün ekonomik koşulları, emsal karşılaştırması çerçevesinde hak ve nesafet kurallarına göre tesbit edilmesi gerektiğine değinen direnmesinin yerinde olacağı-
Somut olayda da isteğin temerrüt faizi değil, akdi faize ilişkin olduğu, bu itibarla Borçlar Kanunu`nun 104. maddesi (şimdi; TBK. 121 maddesi) gereğince dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi icap edeceği, bu yön düşünülmeksizin faiz isteğinin reddedilmesinin doğru olmayacağı-
Taraflar arasında 1 yıllık kira sözleşmesi bulunduğundan, kısa süreli kira akitlerine dayanılarak kira parasının günün koşullarına uyarlanmasının hukuken mümkün olmadığı, bir davada ileri sürülen maddi olguları nitelendirmenin, uygulanacak yasa maddelerini bulmanın ve uygulamanın doğrudan hakimin görevi olduğu-
Davalı, kiralayana hitaben yazdığı münderecatını inkar etmediği yazıda, sezon sonunda akdi feshedeceğini ve tesciline dair noterden taahhüt vereceğini bildirmekle; davacının ihtiyaç iddiasına açıkça karşı çıkmadığının anlaşıldığı-
Yargılamada çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu, trafik olayındaki kusur oranlarının belirlenmesinin, teknik bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasını gerektirecek kapsamda olduğu-
Yabancı gerçek kişilerin karşılıklık koşuluyla ve kimi ayrık hükümler dışında Türkiye’de taşınmaz edinebilecekleri -
BK. m. 113 (şimdi; TBK. mad. 131) hükmüne göre; asıl alacak, ödeme ile ya da sair bir suretle sakıt olduğu takdirde, kefalet, rehin ve sair fer'i haklar dahi sakıt olacağından, faiz talep hakkının saklı tutulup tutulmadığı araştırılmadan hüküm kurulamayacağı-
Toptan eşya fiyat endeksindeki artışın bir yıllık kira döneminde %65'i geçtiği hallerde bunun kira parasına yansıyan bölümünün %65 oranı ile sınırlandırılmasının hakkaniyete uygun ve adil bir ilke olarak kabul edilmesinin gerekeceği-
Davaya konu telefon ücretinin tahakkuk ettirildiği dönemde yürürlükte bulunan 1379 sayılı Ankara'dan Gayri Şehir ve Kasabalardaki Telefonlar Hakkındaki Kanun’un 5. maddesinde hangi kamu görevlilerinin oturdukları lojmanlara telefon bağlama ve görüşmelerinin ücretsiz olacağının sayıldığı, ancak bu görevliler arasında davalının yer almadığı, öte yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12. maddesine göre devlet memurlarının görevleriyle ilgili olarak idareye verdikleri zarardan ötürü BK. nun haksız fiil kurallarına göre sorumlu oldukları, BK. nun 42. maddesine (şimdi; TBK. mad. 50) göre de hakimin zarar olup olmadığını ve kapsamını re'sen araştırmakla yükümlü olduğu-
Tahliye taahhüdü veren davalı, davacı adına kira sözleşmesine imza atan vekiline yeni kira dönemi kirasını ödediğini, kira sözleşmesinin bu sebep ve suretle uzadığını savunmuşsa da; kiralayan olmadığı gibi, davada taraf da olmayan vekile yemin teklifi kabul edilerek hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu, bu yoldaki taraf yemininin davacıya yöneltilmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-