“Davalının yol açtığı trafik kazasında yaralanan polis memuruna 2330 Sayılı Yasa gereğince ödenen tazminat ile ödenen tedavi giderinin davalıdan rücu’an alınması” istemi ile açılan davada kusur oranları bakımından çelişki oluşturan raporlar söz konusu olduğundan üçüncü bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
4331 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince raiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemeyecekleri- İptal edilen (4331 sayılı) kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması, hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasa’nın 153/5.maddesi ile iptal kararının geriye yürüyemeyeceği-
Geçersiz sözleşme gereğince, akdin düzenlendiği tarih itibariyle, verilen paranın aynen iadesine karar verilmesinin enflasyonist yaşam hayatında, büyük adaletsizlikler ve sıkıntılar yaratacağı- Haksız iktisabın denkleştirici adalet fonksiyonu ve işlevi ile hakkaniyet kuralları çerçevesinde, adalet sağlanırken; hakimin BK. 43 (şimdi; TBK. mad. 51) ve BK. 44 (şimdi; TBK. mad. 52) maddelerine dayanarak takdir yetkisini kullanması ve zenginleşenin geri verme sonucunda, zenginleşme olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşmemesi kuralının ihlal edilmemesine özen gösterilmesi, böylece, kural olarak iadenin talep edildiği andaki paranın reel değerinin tesbit edilip hükme esas alınması gerekeceği-
Daha önce davacı tarafından açılan ecrimisil davasında davalının “kiracı” olduğu hususu kesin hükümle sabit olduğundan, davacı tarafın kira tesbitine ilişkin olarak açtığı sonraki davada davalının kiracı olup-olmadığının tartışma konusu yapılamayacağı-
Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermesinin gerekeceği-
Davacı, bozma kararından sonra yeni zarar kalemi ileri sürmemiş, bilirkişi raporunda da, sadece reklam gelir kayıpları belirtilmek suretiyle tazminat miktarı hesaplanmış olup, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Açtıkları «muris muvazası» davasını kazanan davacıların (miras-çıların), dava süresince dava konusu taşınmazı kiraya vererek gelir elde etmiş olan davalıdan ancak miras bırakanın ölüm tarihinden sonraki dönem kirasını isteyebilecekleri-
Muacceliyet şartı kira bedeline ilişkin bir şart olduğundan kiracı aleyhine yapılan bir değişiklik olarak kabul edilemeyeceği-
Davacının geri alamadığı tellaliye ve damga vergisi ve faizleri ile taşınmaz bedelinin faizi hesaplanarak bu miktarın davacının zararı kabul edilip karar verilmesinin gerekeceği-
Davaya dayanak yapılan belge mahkemenin de kabul ettiği gibi açıkça borç ikrarına mutazammın bir belge olmayıp, belgedeki yazı ve imza davalı tarafından inkar edilmediği için bu belge davacı lehine yazılı delil başlangıcı sayılacağı-