Kusur haksız eylemin subjektif, hukuka aykırılık ise objektif unsur olup; objektif sorumluluk ilkelerine dayanarak Hazine'nin sorumluluğuna başvurulması için, bu konuda bir yasa ile Hazine'nin sorumluluğunun kabul edilmesinin zorunlu olacağı-
Cezai şartın taraflar arasındaki ilişkiye uygun düşmeyecek ölçüde yüksek tutulması ve açıkca hakkaniyet ve nesafete aykırı bulunması durumunda aşırılığın varlığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Bağışlanan taşınmazın amaç dışında kullanılmasının tapunun iptaline neden olabileceği-
Belediye Başkanlığının açtığı ihtiyaç sebebi ile tahliye davasının, "İmar durumunda yapılan değişikliğin tahliye sebebi olarak görülemeyeceği" gerekçesiyle reddinin isabetsiz olacağı-
Mecurda manavlık yapacağı iddiası ile açtığı tahliye davasında, davacının ihtiyacına delil olarak, pazarcılık belgesini ve ayağındaki sakatlığa ait belgeyi ibraz etmesi yeterlidir; tanık gibi başkaca bir delil aranmasına gerek olmadığı-
Borçlar Kanunu 53. madde gereğince hâkim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair kararıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da bağlı değildir; ayrıca ceza mahkemesi kararının kusurun taktiri ve zararın miktarının tayini konusunda dahi hukuk hakimini bağlamayacağı-
Önceki malik tarafından, tahakkuk etmiş ve edecek tüm kira alacakları yeni malike temlik edilmiş olduğundan yeni malik tarafından açılan temerrüt nedeniyle tahliye davasının kabulünün doğru olduğu-
Davacı taraf, davalı yanın kusurlarıyla sebebiyet verdiği bir tren kazası sonucunda, bedensel zarara uğradığını açtığı ön davada kısmi istek sebebiyle bir miktar maddi tazminata hükmolunduğunu ileri sürerek geriye kalan miktarın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş olup; gerçek zarar miktarına göre hüküm kuran mahkemenin istemin kabulüne karar vermesinin yerinde olduğu-
Davacı anlaşmada belirli bir vade bulunmadığından karar tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığını talep etmiş ve tercihini bu şekilde kullanmış olup; bu talep mahkemece nihai olarak karar verildiği tarih itibariyle Türk Lirası karşılığının ödetilmesi anlamında olduğundan dava dilekçesinde gösterilen değerin harca esas olan değer olup, talep edilen miktarı göstermeyeceği-
Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra yapılan borç ikrarı zamanaşımını kesmez; ancak mahkemece bu durum zamanaşımı def`inden feragat olarak değerlendirilip uyuşmazlığın esastan çözümlenmesinin gerekeceği-