3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak istemine ilişkin davavada; borçlu ve 3. kişi şirketlerin her ikisinin de ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtları getirtilerek, taşeronluk sözleşmesinin feshi işleminin muvazaadan ari olup olmadığının ortaya konulması bakımından ticari defterlerinin (açılış ve kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) davacı ile alt taşeron borçlu arasındaki 13.5.2011 tarihli sözleşme, yanlar arasındaki sözleşmenin fesih ve ibra protokolü başlıklı 03.09.2012 tarihli fesihname, mahcuz malların 3. kişiye devrine ilişkin 07.09.2012 tarihli fatura içeriği, fesih protokolü ile taşeronluk ilişkisinin tasfiyesine yönelik hakediş kayıtları, hakedişlerin mahcuz mallar değerini karşılaması bakımından mahsup ve ödeme ilişkileri değerlendirilerek mali müşavir ve hesap uzmanı (hukukçu) katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi; bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İcra dairesince, borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderildiği, haciz yazısının icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmamış olacağından 3. kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı mevduat üzerinde “rehin ve hapis hakkının olduğunu” ileri sürmesinin “istihkak iddiası” niteliğinde olduğu, bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddedeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesi yönünde yapılan işlemlerin yasaya aykırı olduğu-
Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesinin hakime ait olduğu-
Asıl icra dairesince yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulması üzerine İİK'nun 99. maddesi uyarınca 3. kişi hakkında dava açmak üzere alacaklı vekilinin çalışanına 7 günlük süre verilmesi ile yetinildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, kararda 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmaması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğacağına dair ihtarata da yer verilmediğinden, İcra Müdürlüğü'nce alacaklıya dava açması için 7 gün süre verilmesine ilişkin karar usulüne uygun olarak alacaklı vekiline tefhim veya tebliğ edilmediği gibi, dava açılmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından da gerekli ihtaratların yapılmadığı gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilamına belirtilmesine karşın, borçlu ve 3. kişi şirketlere dair tüm ticari sicil kayıtlarının istenmesi yerine, yalnızca 3. kişi şirketin adresleri, ortakları vs. araştırılarak bilgi verilmesinin istenmesi ile yetinilmesinin hatalı olduğu- Vergi Dairesi haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin haciz mahallinde faaliyet gösterdiğine ilişkin bilgi ve belgeleri göndermemiş, 02.04.2014 tarihli yoklama fişi düzenlenmiş olduğundan, mahkemece, bu şekilde yapılan araştırmalar yeterli olmadığından, ayrıca davacının dayanak olarak sunduğu faturalar borcun doğumundan sonraya ilişkin olduğundan, şirketlerin ticari defterleri ve vergi dosyaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu- Üçüncü kişinin, istihkak iddiasında bulunurken, İİK’nun 96/1. maddesi gereğince mülkiyet, rehin vb. haklardan birisine dayanabileceği, adi kira ilişkisinden kaynaklanan şahsi hakların alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceği- Hüküm kurulurken üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayandığı mahcuzlar yönünden işin esasına girilerek, diğerleri yönünden taraf sıfatının bulunmadığının gözetilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece, hacze konu mahcuzlar arasında fark gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Takip borçlusu haciz sırasında hazır bulunmuş, haczedilen taşınırların 3. kişiye ait olduğunu bildirmiş ve alacaklı ile arasında uyuşmazlık çıkarmış olduğundan alacaklının açtığı istihkak davasında borçlunun, üçüncü kişi ile birlikte davalı tarafta zorunlu dava arkadaşı olduğu ve 3. kişi yanında borçlunun da davalı sıfatıyla yer alması gerekeceği-
8. HD. 15.06.2016 T. E: 3908, K: 10494-
Mahkemece, öncelikle; davalı borçlu ve davalı 3. kişinin ticari defterleri ile aralarında düzenlemiş oldukları faturalar ve banka kayıtları getirtilerek ve bundan sonra gerekiyorsa bu bilgi, belge ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalılar arasındaki devrin gerçek bir devir olup olmadığının ceza dosyasındaki tanık ifadeleri de değerlendirilerek belirlenmesi, bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekili tarafından, 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebiyle açılan davada; başvurma harcı ve takip konusu alacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden peşin nispi ilam harcında eksiklik varsa tamamlattırılması, taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ olunarak (taraf teşkili sağlanarak) gösterecekleri delillerin toplanması, duruşmalı inceleme sırasında taraflarca sunulan kanıtların yargılama sırasında değerlendirilerek taraflara da bu konuda beyanda bulunma olanağının tanınması oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açtığı davada, öncelikle borçlu hakkında 3. kişinin şikayeti üzerine yürütülen ceza soruşturmasının akıbetinin araştırılarak ilgili ceza dosyasının getirilmesi, borçlu şirketin ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtlarının getirtilmesi, yurt işletmesinin devredildiği ve karşılığında senetler alındığı anlaşıldığından, devirlerin muvazaadan ari olup olmadığının ortaya konulması bakımından, borçlu şirkete ait defterlerinin (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) incelenmesi, dava dışı şirket tarafından ödemelerin yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, taraflar arasındaki organik bağın araştırılması, 3. kişinin satın aldığını bildirdiği mallara ilişkin faturalar ile davaya konu mahcuzların karşılaştırılması, 2014 yılı itibariyle 10.000 TL sermayesi olan borçlu şirketin işlemleri ve hesapları incelenerek takibe konu alacağın kaynağının ve gerçek bir alacak olup olmadığının araştırılması için dosyanın mali müşavir ve hesap uzmanının bulunduğu bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenlettirilmesi gerektiği-