Davalı 3. kişi bankanın bankaya gönderilen haciz müzekkeresi üzerine istihkak iddiasında bulunduğu, anılan tarih itibariyle, davalı 3. kişi banka yönünden rehin, hapis, takas ve mahsup şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
TMK. mad. 684 uyarınca bütünleyici parçanın ayrı bir mülkiyete konu olamayacağı ve asıl şeyden ayrı olarak haczinin mümkün bulunmadığı- Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile asıl alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi davasına ilişkin davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, öncelikle davada kabul/ret oranı belirlenerek tarifede belirtilen kural dikkate alınmak suretiyle belirlenen oran üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından İİK'nun 99. maddesi uyarınca açılan, davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın duruşma açılmak suretiyle varsa noksan harç tamamlattırılarak ve tarafların tüm delilleri toplanarak, basit yargılama usulüne göre görülmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından açılan üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davada,  takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ancak, yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
İstihkak iddiası mahkemece yerinde görülmemiş olan 3. kişiye takipte borçlu sıfatı verilerek hakkında haciz işlemleri yapılmasının hatalı olduğu-
Borçlu ve 3. kişi şirket arasındaki ticari ilişkinin ve organik bağın ortaya konulması ve davalı 3. kişi tarafından sunulan faturaların doğruluğunun her iki taraf bakımından denetlenmesi için borçlu ve 3. kişi şirkete ait fatura ve defter kayıtlarının birlikte incelenmesi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii, borçlu ve 3. kişi şirket arasındaki takip dosyaları ve icra ceza mahkemesi dosyalarının dosya içerisine alınarak incelenmesi, yine taraflar arasındaki ticari ilişkinin takip konusu borcun doğumundan önce başlayıp başlamadığı, sonrasında da devam edip etmediği hususu üzerinde de durularak elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Vergi kaydı ve ticaret sicil kayıtlarının, tek başına işyerinin kayıt sahibi kişiye ait olduğunun kanıtı olmayacağı, aynı şekilde fatura ve kira kontratının da sonradan düzenlenmesinin mümkün bulunduğu- Borçluya haciz adresinde yapılmış bir tebligatın olmadığı, istihkak iddia eden şirketin borcun doğumundan önce kurulduğu, borçlu ile ilgili her hangi bir belgenin haciz mahallinde bulunmadığı, şirket devri olmayıp, hisse devrinin sözkonusu olduğu, bir an için şirket devrinin olduğu düşünülse bile, işyerini devir alanın, devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağı, takip konusu borcun şirket borcu olmayıp, şahsi borç olduğu, dolayısıyla devralanın bu şahsi borçtan sorumlu olmadığı, hissesini devreden kişinin, şahsi borcu için eskiden ortak olduğu şirkette haciz uygulanamayacağı, 3. kişi şirket ile borçlunun başkaca ilişkisinin iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Alacaklının İİK’nun 99. maddesi uyarınca açtığı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın esasına yönelik ret kararı verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun 3. kişi bankadaki mevduatının, İİK. mad. 106/2 koşullarında menkul hükmünde olduğu, 3. kişi bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine karşılık 3. kişinin süresi içerisinde, borçlunun mevduatları üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmesinin, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı, 3. kişi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesine verilen cevabın aksini icra hukuk mahkemesinde ispat ederek, üçüncü kişinin İİK'nun 89/4.maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği, ancak yapılan bu itiraza rağmen 3. kişi bankaya 89/2 haciz ihbarnamesi veya haciz müzekkeresi gönderilemeyeceği- 3. kişi Bankanın 89/1 haciz ihbarnamesine karşı, takip borçlusunun Banka nezdindeki mevduatları üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanının, İcra İflas Kanunu'nun haciz ihbarnamesine yapılan itirazlar bakımından, özel bir düzenleme getirdiği gözetilerek, İİK 97 ve 99. maddeler kapsamında değil, İİK'nun 89/1 ve 89/4 maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü'nün İİK'nun 99. maddesi gereğince işlem yapması gereğinden bahisle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Dava konusu haciz sırasında hazır bulunan 3. kişi istihkak iddiasında bulunmuş ve talimat icra müdürlüğünce istihkak iddiasının asıl icra müdürlüğünce değerlendirilmesi için dosyanın gönderilmesine karar verilmiş olup,  alacaklı vekili asıl icra müdürlüğüne dilekçe ile başvurarak, istihkak iddiası hususunda gerekli işlemin yapılmasını talep etmiş ve icra üdürlüğünce haczin İİK 99. maddesine göre yapılmış sayılmasına, alacaklıya 7 gün içinde dava açmak için süre verilmesine ilişkin karar alacaklı vekiline tebliğ edilmiş olduğundan ve Kanun'un öngördüğü, 7 günlük hak düşürücü sürenin bu kararın ilgiliye tefhimi veya tebliğinden itibaren başlayacağından, mahkemece açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
İstihkak davalarında, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerektiği- Sadece davalının, hükmü temyiz etmesi nedeniyle, hukuk yargılamasında uygulaması bulunan “aleyhe bozma yasağı”ndan yararlanmakla birlikte, 492 s. Harçlar Kanunu'nda düzenlenen, yargı harçlarının alınması kamu yararına ilişkin olduğundan, bu hususun mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerektiği- Davanın kabulüne karar verilmiş olmakla birlikte nispi karar ve ilam harcı hakkında hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-