Basit yargılama usulüne tabi davalarda, mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmesi olanağı getirilmişse de, üçüncü kişinin, İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında, davalı alacaklıya dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilip cevap vererek delillerini sunma olanağı tanınmadan karar verilmiş olduğundan ve istihkak iddiası ile üçüncü kişi tarafından açılan davada tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması için taraf teşkilinin sağlanması, duruşmalı inceleme yapılması, taraflarca sunulan kanıtların yargılama sırasında değerlendirilerek taraflara da bu konuda beyanda bulunma olanağının tanınması gerektiğinden, dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava dilekçesi davalı 3. kişiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş, davadan haricen haberdar olan 3. kişinin vekil ile temsil olunduğu celsede dosya işlemden kaldırılmış, davacı alacaklının yenileme talebinden sonraki ilk celsede ise, davalı 3. kişiye delillerini sunması için süre ve imkan verilmeksizin karar verilerek, davalı 3. kişinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olduğundan, mahkemece duruşma gün ve saatini bildiren tebligatın 3. kişi vekiline yöntemine uygun olarak tebliğ edilerek delillerini sunması için süre ve imkan tanınması, gösterecekleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-
Alacaklının, İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davada, mali müşavir tarafından sözleşme ile devredilen mallara ilişkin olarak banka ödeme kayıtları, faturalar, borçlu ve 3. kişiye ait ticari defterler de incelenmek suretiyle, emsal nitelikteki icra hukuk mahkemesinin dosyası da göz önünde bulundurularak, çok yönlü bir araştırma ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin gerçekliğinin tespit edilmesi bu doğrultuda elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin yapıldığı işyerinin çalışma ruhsatının, davalı 3. kişiye geçiş tarihinin ve davalı 3. kişinin esnaf siciline kayıt tarihinin borcun doğumundan hatta dava konusu hacizden sonra olması, davalı 3. kişi tarafından sunulan kira sözleşmesi de adi nitelikte olup, mahcuzlara ait olduğu ileri sürülen faturaların tanzim tarihi de borcun doğumundan sonraki bir tarihe isabet etmesi, dinlenen tanıkların beyanları da işyerinde bulunan kişiler ile borçlu arasındaki organik ve akrabalık bağını ortaya koymakta olup, haciz sırasında hazır bulunan borçlunun oğlunun haciz tutanağına yansıyan bilgilere göre, kimliğini gizlemeye dair eylemlerde bulunması, davacının temyiz dilekçesine ekli haciz tutanağında da, haciz sırasında davalı 3. kişinin, borçlunun adresinde bulunduğuna ilişkin tespitlere rastlanması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Yokluğunda yapılan hacizlerden haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, davaya dahil edilmesi halinde tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklının dava dilekçesinde, %40 tazminat talebi olduğu halde tazminat hususunda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 99 uyarınca açılan davalarda tazminata ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği-
Hacze konu mahcuzlarla ilgili, HMK. mad. 297/2 uyarınca, olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği- Üçüncü kişinin haczedilmezlik şikayetiyle ilgili dosyada birleştirme kararı verilmişse de, icra dosyasında taraf olmayan üçüncü kişinin şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, ancak istihkak prosedürüne göre haczin kaldırılmasını talep edebileceği düşünülerek şikayetin aktif husumet ehliyeti yönünden reddi gerektiği- Hükme dayanak alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli olmadığından, mahkemece yeniden, seçilecek 2 elektrik mühendisi, 1 hukukçu bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, dava konusu icra dosyaları ile birlikte hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda bahsedilen emsal nitelikl icra takip dosyasının da getirtilerek, hazırlanacak raporda göz önünde bulundurulmak üzere bilirkişilere tevdi edilmesi, dosya içerisinde bulunan davalı-davacı 3. kişi ile borçlular arasındaki sözleşmeler, hakediş raporları ve ödeme kayıtları ile ilgili taraf delilleri ve belgeleri dikkate alınmak suretiyle mahcuzların durumlarını borçlu (yüklenicilere) veya ihaleyi yapana ait olup olmayacakları konusunda ayrıntılı, gerekçeli, hükme dayanak oluşturmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli bir bilirkişi raporu düzenlenmesinin sağlanması, sunulacak raporun dava dosyasında bulunan tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davaları genel hükümlere göre görüleceği ve nispi esas üzerinden harca tabi olduğu, haczedilen dava konusu mahcuzların değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının ¼'ü peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması gerekirken, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe sonraki işlemlerin yapılamayacağını öngören Harçlar Kanun'un 32. maddesine aykırı olarak davaya eksik harçla bakılmasının isabetsiz olduğu-