Borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise veya duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ne var ki, somut olayda yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlu şirketin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması amacıyla dava dilekçesinin borçluya tebliğ edilmesi için davacı alacaklıya süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın aykırı olmasının bozma nedeni olduğu-
Haciz sırasında takip borçlusuna ait bir çok belge ve broşür bulunması, aynı yere haciz yapılmak üzere gidildiğinde, borçlunun oğlunun haciz mahallinde bulunması karşısında, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olduğu ve bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi kesin ve güçlü delillerle ispat etmek zorunda olduğu- Beyana dayalı olarak isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı bulunan ve borcun doğum tarihine yakın tarihler taşıyan fatura, adi nitelikli kira sözleşmesi, vergi levhası, ticaret odası kaydı gibi belgelerin 3. kişinin yasal karinenin aksini ispatına yeterli sayılmayacağı- 3. kişi ile borçlunun aynı konuda ticari faaliyette bulunmaları, borçlunun ticari işletmesindeki emtianın önemli bir bölümünün davalı 3. kişi tarafından satın alınmış olması karşısında, alacaklıdan mal kaçırmak için, örtülü iş yeri devri yapılmış olduğu ve bu doğrultuda, devrin alacaklının haklarını etkilemeyeceği gözetilerek mahkemece, davacı-alacaklının açtığı istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi isteğine ilişkin olup, bu tür davalarda yargılama usulü olarak basit yargılama usulünün uygulandığı, somut olay değerlendirildiğinde ön inceleme duruşmasında, ön incelemeye ilişkin uyuşmazlık tespiti yapılmadan, sulh tamamlanmadan ve taraflar arabuluculuğa teşvik edilmeden, deliller toplanmadan karar verildiği, hal böyle olunca; mahkemece, ön inceleme aşaması tamamlandıktan tahkikat aşamasına geçilip tarafların iddia ve savunmada bulunmalarına imkan sağlandıktan sonra tarafların tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, ön incelemede hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İstihkak iddiasının, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği, tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı-
İflasın ertelenmesi talepli dava dosyasında dava dilekçesinde aktiflerin pasifleri karşılamadığının, bu nedenle şirketin borca batık olduğunun beyan edildiğinin, dava dosyasına ibraz edilen kayyum raporunun da bu doğrultuda olduğunun, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, borçlu şirketin borca batıklığının ticari faaliyetin büyük bir kısmının davalı üçüncü kişi şirketle yapıldığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu raporlardaki bilgi ve tespitler ile borçlu şirketin toplam stoklarının miktarı da göz önüne alındığında, borçlu şirketin, istihkak iddiasında bulunan davalı üçüncü kişi şirkete yapmış olduğu tasarrufun ticari işletmeye ait ticari emtianın pek büyük bir kısmına tekabül ettiğinin kabulü gerekeceği, bu doğrultuda, davalılar arasında işletme devrinin varlığı kabul edilerek davalı 3. kişinin de devralan sıfatıyla işletmenin borçlarından sorumlu olduğu hususu gözetilerek, davacı alacaklının açmış olduğu davanın kabulüne karar vermek gerektiği-
İcra müdürüne tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi olmadığından; böyle bir durumda, icra müdürünce, 3. kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip istihkak prosedürünün işletilmesi gerektiği-
İcra dairesinin, borçlunun bankadaki mevduatının haczi için birinci haciz ihbarnamesi göndermesi üzerine, üçüncü kişi durumundaki bankanın haciz ihbarnamesine karşı mevduat üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmesinin itiraz niteliğinde olup icra müdürlüğünce paranın bankadan istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, alacaklının İİK. mad. 89/4 uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerektiği-
İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de, şikayet üzerine hakim tarafından her iki kararın da denetlenmesinin mümkün olduğu- Haciz tutanağında "haczin İİK'nun 97. veya 99. maddelerinden hangisine göre yapıldığına esas icra dairesinin karar vereceği" yönündeki kararı yerinde olduğundan, asıl icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin başvurusu üzerine, haczin İİK'nun 97. veya 99. maddelerinden hangisine göre yapıldığı konusunda bir karar verilmesi gerekeceğinden, asıl icra müdürlüğünün bu yöndeki talebin reddine yönelik kararı yerinde olmadığı-
İhtiyati haciz hükümsüz kaldığından istihkak davası da konusuz kaldığından, davacı alacaklının açtığı dava ile ilgili olarak “konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği-