İcra mahkemesince asıl karar 3. kişi vekiline tefhim edilmesine rağmen, kararda kanun yolu süresi "kararın tebliğinden itibaren 10 gün" olarak belirtilerek temyiz süresinin başlangıcı hususunda çelişki yaratılmış olduğundan, temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren başlayacağının kabulü gerektiği-
Aksi ispat oluncaya kadar muteber kabul edilen haciz tutanağı incelendiğinde, dava konusu haciz sırasında takip borçlusunun haciz mahallinde olduğu, çalışanlarca borçlunun, işyerinin patronu olduğunun söylendiği, borçlunun işyerinde patron koltuğunda oturduğunun tutanağa yazıldığı görüldüğünden, davada mülkiyet karinesinin (alacaklı, dolayısıyla) borçlu lehine olduğu- Davada ispat yükünün davalı 3. kişide bulunduğu, Davanın 99. madde uyarınca alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- İcra hukuk mahkemesince borçlu lehine takibin durdurulması kararı verilmişse de, çekte ciranta konumunda olan davacı-alacaklının çekteki keşideci imzasının borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yani, davada haklılık değerlendirmesinin davacı alacaklı lehine yapılması gerektiği-
Yüklenici firma yetkilisinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı ve TOKİ tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı görüldüğünden, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca, istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Yüklenici firma yetkilisinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı ve TOKİ tarafından hacizden itibaren, 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı görüldüğünden, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca, istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Firma yetkilisinin TOKİ yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı TOKİ tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığı görüldüğünden, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Davalı 3. kişi ve borçlu şirketin ortaklık yapısı aynı olduğu gibi, aynı adreste faaliyetlerini birlikte sürdürmekte ve hacze konu menkulleri birlikte ellerinde bulundurduklarından İİK. mad. 85/2. maddesi uyarınca; davalı 3.kişinin lehine istihkak iddiasında bulunmasında hukuken bir engel bulunmadığına; mahkemece, bu kişinin (A.Ş.'nin) de davaya davalı olarak dahil edilmesinin sağlanması gerektiği-
Dava konusu haczin ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılması halinde, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olan karinenin aksini  3. kişinin ispat etmesi gerektiği- Tanıkların Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borçlu hakkında yapılan takipler sonucu haciz adresinde bulunan ve borçluya ait olan menkullerin haczedilerek kaldırıldığını, 3.kişinin işyerini boş olarak kiraladığını beyan ettikleri görüldüğünden, borçlu hakkında Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan takipler olup olmadığı, bu takipler sonucu borçluya ait malların haczedilip haczedilmediğinin araştırılması gerektiği-
Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında takibin dayanağı olan cari hesap ilişkisi devam ederken, davalı 3. kişi, davalı borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermek üzere kurulmuş olup borcun doğum tarihlerinde, borçlu şirketin birçok çalışanı davalı 3. kişi şirkette çalışmaya başlamış ve davalı 3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu şirket ortağı kardeş olduğundan,  İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davalı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ile haczin yapıldığı yere ilişkin sunulan adi nitelikteki kira sözleşmesinin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Borç (nafaka alacağı) kişisel borçsa da, haciz tarihi itibariyle 3. kişi şirketteki hisselerini devretmiş olan takip borçlusunun davaya konu haciz sırasında haciz adresinde bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Borçlunun şahsi borcundan dolayı 3. kişi şirketin malvarlığının haczi mümkün değilse de, haciz tarihi itibariyle takip borçlusunun 3. kişi şirketin ortağı olmaması sebebiyle yasaklayıcı ve emredici bu hükmün somut olaya uygulanamayacağı- İstihkak davalarında mülkiyet karinesinin hangi taraf lehine olduğu konusunda belirleme yapılırken tarafların gerçek veya tüzel kişi olması hususunun önem arz etmediği- İspat yükü altında bulunan davalı 3. kişinin iddiasını ispatlayamaması halinde, alacaklı tarafından açılan "3. kişinin istihkak iddiasının reddi" talebine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Talimat icra dairesince, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde alacaklının istihkak iddiasına itirazda bulunduğu görüldüğünden, talimat icra müdürlüğünce, haciz işleminin yapılarak, İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletilmesi gerekirken alacaklının haciz ve muhafaza talebinin reddinin doğru olmadığı-