Davalı 3. kişi ve borçlu şirketin ortaklık yapısı aynı olduğu gibi, aynı adreste faaliyetlerini birlikte sürdürmekte ve hacze konu menkulleri birlikte ellerinde bulundurduklarından İİK. mad. 85/2. maddesi uyarınca; davalı 3.kişinin lehine istihkak iddiasında bulunmasında hukuken bir engel bulunmadığına; mahkemece, bu kişinin (A.Ş.'nin) de davaya davalı olarak dahil edilmesinin sağlanması gerektiği-
Firma yetkilisinin TOKİ yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı TOKİ tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığı görüldüğünden, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Dava konusu haczin ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılması halinde, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olan karinenin aksini 3. kişinin ispat etmesi gerektiği- Tanıkların Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borçlu hakkında yapılan takipler sonucu haciz adresinde bulunan ve borçluya ait olan menkullerin haczedilerek kaldırıldığını, 3.kişinin işyerini boş olarak kiraladığını beyan ettikleri görüldüğünden, borçlu hakkında Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan takipler olup olmadığı, bu takipler sonucu borçluya ait malların haczedilip haczedilmediğinin araştırılması gerektiği-
Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında takibin dayanağı olan cari hesap ilişkisi devam ederken, davalı 3. kişi, davalı borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermek üzere kurulmuş olup borcun doğum tarihlerinde, borçlu şirketin birçok çalışanı davalı 3. kişi şirkette çalışmaya başlamış ve davalı 3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu şirket ortağı kardeş olduğundan, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davalı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ile haczin yapıldığı yere ilişkin sunulan adi nitelikteki kira sözleşmesinin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Borç (nafaka alacağı) kişisel borçsa da, haciz tarihi itibariyle 3. kişi şirketteki hisselerini devretmiş olan takip borçlusunun davaya konu haciz sırasında haciz adresinde bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Borçlunun şahsi borcundan dolayı 3. kişi şirketin malvarlığının haczi mümkün değilse de, haciz tarihi itibariyle takip borçlusunun 3. kişi şirketin ortağı olmaması sebebiyle yasaklayıcı ve emredici bu hükmün somut olaya uygulanamayacağı- İstihkak davalarında mülkiyet karinesinin hangi taraf lehine olduğu konusunda belirleme yapılırken tarafların gerçek veya tüzel kişi olması hususunun önem arz etmediği- İspat yükü altında bulunan davalı 3. kişinin iddiasını ispatlayamaması halinde, alacaklı tarafından açılan "3. kişinin istihkak iddiasının reddi" talebine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Talimat icra dairesince, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde alacaklının istihkak iddiasına itirazda bulunduğu görüldüğünden, talimat icra müdürlüğünce, haciz işleminin yapılarak, İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletilmesi gerekirken alacaklının haciz ve muhafaza talebinin reddinin doğru olmadığı-
3. kişi şirketin borcun doğumundan çok önce kurulduğu, daha önce aynı adreste hiç bulunmadıkları, ortaklık yapılarının benzer olmadığı, ticaret siciline ayrı ayrı kayıtlarının yapıldığı ve ticari adreslerinin ayrı olduğu, ortaklarının ayrı olduğu, organik bağ olmadığı, mahcuz makinelerin ödemelerinin banka vasıtası ile ödemiş olduğu, ticari defter kayıtları ile ibraz edilen faturaların birbirini doğruladığı, çalışanların her iki şirkette de çalışmış olmalarının, iki şirket arasında hukuki bağ olduğuna dair karine oluşturmadığı, borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olan kişin ile yeğeninin davalı şirkette sigortalı olarak gözükmesinin tek başına karineyi tersine çeviremeyeceği, haciz mahallinde satın alınan makinelere ait faturalar dışında borçluya ait başkaca bir belgenin bulunmadığı dikkate alındığında, mülkiyet karinesinin davalı 3. kişi yararına olduğu ve alacaklı tarafından sunulan delillerle karinenin aksinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilemediği-
Davalı 3. kişi şirket, kuruluş tarihinden itibaren 8 ay boyunca ödeme emrinin tebliğ edildiği adresi takip borçlusuyla birlikte kullanmış olduğundan, mülkiyet karinesinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı lehine olduğu ve bu karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından ispat edilmesi gerektiğinin kabulü gerektiği- İcra mahkemesinin "İİK. mad. 99 uyarınca işlem yapılması gerektiği"ne ilişkin kararının, temyizi kabil olmadığından, istihkak davasında ispat külfetinin davalı 3. kişide bulunduğunun kabulü gerektiği- Davalı şirketlerin 8 ay boyunca aynı adreste faaliyet göstermiş olmaları, bir kısım işçilerin önce borçlu şirkette çalışıp, daha sonra davalı 3. kişi şirkete geçmiş bulunmaları, belli bir dönem her iki şirkette de aynı kişinin ortaklığının bulunması ve borçlu şirketin "mağazalarının, şubelerinin ve ticari emtiasının büyük bir kısmının .. A.Ş'ye devredileceği" hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş olması karşısında alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Haciz sırasında hazır bulunan borçlu tarafından 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde. icra müdürlüğünün 3. kişiye dava açması için süre vermesi gerekirken alacaklıya süre vermesinin usule aykırı olduğu- Borçlunun haciz sırasında hazır olduğu, haciz yapılan iş yerinde kullanılan bilgisayarın şifresinin borçlu tarafından bilindiği ve bilgisayar üzerindeki kayıtların borçlu adına olduğu, haciz sırasında iş yerinde bulunan kartvizitlerin borçlu adına düzenlendiği ve kartvizitte adres olarak haciz adresinin belirtildiği, haciz yapılan iş yerinin kayden sahibi borçlunun annesi olan 3. kişi görünüyor ise de bu iş yerinin fiilen borçlu tarafından işletildiği gerekçesi ile (alacaklının açtığı) davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu- Hacizli malların değeri, takibe konu alacak miktarından az olduğundan avukatlık ücretinin hacizli malların değeri üzerinden hesap edilmesi gerekirken davacı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahcuza ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzun özellikleri uzman bilirkişi eliyle tespit edilerek, davalı 3. kişi ve davacı alacaklı tarafından sunulan faturalar ile ayrı ayrı karşılaştırması, davacı 3. kişi tarafından sunulan faturanın mahcuzla uyumlu olması durumunda; faturanın 3. kişi defterlerinde kayıtlı olup olmadığının (ticari defterlerinin açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) araştırılması, dosya içerisinde borçlu ve 3. kişinin ortaklıklarının söz konusu olduğu iddia edildiğinden, 3. kişi ve borçlu şirketin ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtları getirtilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkinin nevi ve yoğunluğu değerlendirilerek, taraflar arasındaki organik bağın araştırılması için mali müşavir ve hesap uzmanı katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi gerektiği-