İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, her şeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK'nin 106. maddesinde menkul mallar için öngörülen altı aylık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması gerektiği- Alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren altı aylık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirilmediği durumda para üzerindeki haczin kalkacağı- Öyleyse İstihkak davasının mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
İcra Müdürlüğünce üçüncü kişinin istihkak iddiası üzerine İİK'nin 97. maddesi gereğince istihkak iddiası hakkında varsa itirazlarını bildirmeleri için, varaka düzenlenerek alacaklı ve borçluya tebliğe gönderildiği, 17.07.2014 tarihinde alacaklı vekiline istihkak iddiasına ilişkin varakanın tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin yedi gün içinde davayı açtığı, ne var ki alacaklı vekiline istihkak iddiasının bildirilmesine yönelik tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu durumda alacaklının 23.07.2014 tarihinde açtığı eldeki dava ile istihkak iddiasına itiraz ettiğinin ve itirazın sürede olduğunun kabulü gerekeceği-
Temyize konu şikayet, İİK'nin 97. maddesi uyarınca yapılan haczin İİK'nin 99. maddesi uyarınca yapılması gerektiğine ilişkin olup, aynı Mahkemede görülen davanın ise istihkak iddiası nedeniyle takibin taliki veya devamına ilişkin olduğu, icra mahkemesince takibin devamına karar verilmesi, hacze ilişkin memur işleminin iptali için şikayet yoluna gidilmesine engel olmadığı gibi, ilgilinin bu şikayeti yapmasında hukuki yararının bulunmadığından da bahsedilemeyeceği-
Mahkemece, davacı alacaklı vekilince delil olarak gösterilen ilgili takip dosyaları ve mahkeme dosyalarının celbinden sonra, haciz adresinin netleştirilmesi, bu dosyalardaki adres ile haciz adresinin aynı yerler olup olmadığının tespiti için gerek görüldüğü takdirde eldeki davaya konu haczi gerçekleştiren icra memuru ile delil olarak dayanılan dosyalardaki hacizleri gerçekleştiren icra memurlarının yer göstermesi ve fen bilirkişisinin refakati ile mahallinde keşif yapılarak, Yargıtay denetimine olanak sağlama açısından keşif sırasında çekilen fotoğraf ve video görüntülerinin CD ortamına aktarılarak, bu araştırma sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nin 97. maddesi gereği genel hükümlere göre görüleceği ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu, hal böyle olunca, maktu başvuru harcı ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağının bulunmadığı- Verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi gerekirken iş bu hususlara riayet edilmeden tesis edilen ara kararın hatalı olduğu-
Haciz sırasında çalışanlar "haciz yapılan işyerinin öncesinde borçluya ait olduğunu, borçludan devralındığını" beyan etmesine karşın, davacı haciz yapılan işyerinin bir başkası tarafından boşaltıldığını beyan ederek bir kısım mahcuzların bu işyerini boşaltan kişiden satın alındığına ilişkin fatura sunmuşsa da , bu kişinin borçlu şirketin eski çalışanı olduğu, aynı yerde yapılan bir diğer haciz de; borçlu adına kredi kartı ekstreleri, tediye makbuzları ve telefon faturasının bulunduğu, borçlu şirketin haciz adresi ile aynı yerde kurulduğu ve ortaklarının ikamet adresi olarak da eldeki davaya konu haciz adresini gösterdikleri, borçlu şirketin buradan taşınmasından kısa süre sonra davacı üçüncü kişi şirketin farklı bir adreste kurulmuş olmakla birlikte, delil olarak sunulan vergi levhasına göre, bu adresinde şube olarak faaliyete başladıkları ve işyerinin mülkiyetinin de borçlu adına kayıtlı olduğu görüldüğünden, davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak iddiasının, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği, tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı-
Alacaklı tarafça dava kendilerine husumet düşmeyen, haciz tutanaklarından lehine istihkak iddiasında bulunulan üçüncü kişi şirket çalışanı oldukları anlaşılan kişiler ve borçlu şirket yetkilisi kişiye karşı açıldığı, bu durumda mahkemece taraflarına husumet yöneltilemeyecek gerçek kişi şirket yetkilisi ile üçüncü kişi şirket çalışanlarına karşı açılan istihkak davasının pasif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kardeşinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde davalı üçüncü kişi olarak ...... de gösterildiği ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de; haciz esnasında hazır bulunan ........ gelinen adresin kardeşine ait olduğunu beyan ederek buna ilişkin vergi kaydını ibraz ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda haczedilen mallar üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmayan üçüncü kişi olarak gösterilen kişinin eldeki dava yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Dava konusu haciz sırasında çalışan olduğunu beyan ederek üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin gerçek kişi olan üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-