Haczin ödeme emrinin gönderildiği, ancak muhatabın adresten ayrıldığından bahisle tebliğ yapılamadığı adreste gerçekleştirildiği, haciz tutanağı içeriğine göre, evrak araştırmasında borçlu N. Süpermarket San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmiş irsaliye faturalarının bulunduğu, haciz sırasında hazır bulunan çalışanların işyerinin borçlu firmadan 2 ay kadar önce devir alındığını bildirmelerine rağmen, borçlu şirketin ünvanını barındıran irsaliye faturalarının haciz tarihine yakın bir tarihi içerdiği, ayrıca haciz yapılan mahaldeki market girişinde reklam ve isim tabelalarında “N. Süpermarketleri” ibaresinin yazılı olduğunun anlaşıldığı, borçlu haciz yapılan mahalde faaliyet gösterirken adres değişikliğine gidilmiş olup istihkak davasına konu takibin dayanağı çek adres değişikliği tarihinden ileri tarihli olup, uygulamada ileri tarihli çek keşide edilebildiği, davalı üçüncü kişinin, borçlu lehine olan karinenin aksini ispat edemediği-
Muhafaza işlemine yönelik şikayet üzerine verilen icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu-
Mahkemece haciz tutanağındaki adres ile borçlunun mernis adresinin aynı adresler olup olmadığı, mahcuz fındıkların hangi katta, nerede (ev içi, balkon, bahçe, ortak alan, harman vs…) haczedildiği hususunda gerekirse haczi yapan icra memurunun katılımı ile keşif yapılmak sureti ile araştırma yapılarak, bu şekilde elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz her ne kadar dayanak senette geçen adreste yapılmış ise de; ödeme emrinin bu adreste borçluya tebliğ edilmediğinin, haciz adresinin halihazırda davalı üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresi olduğunun, haciz sırasında borçlunun hazır olmadığının, borçlu adına belge bulunmadığının ve borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre, somut olayda mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu-
Dava konusu yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişinin çalışanı olduğunun, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığının sabit olduğu, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra memurunun haczi istenen malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair iddia üzerine haciz yapmaktan kaçınamayacağı, bu konu hakkında araştırma- inceleme yetkisine sahip olmadığı ve haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin olmadığı- İstihkak iddiasına konu malın kime ait olduğunu inceleme, bu konuda karar verme yetkisi ve görevinin icra mahkemesine verildiği- İstihkak davasının, istihkak iddia edilen malların hacizden kurtulması için başvurulan bir dava olduğu- İstihkak davasının haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimaline göre farklı usullere tutulduğu- Haczedilen menkuller borçlunun elinde kabul edilip üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunup alacaklı veya borçlu buna itiraz ederse, istihkak iddiası ile ilgili icra mahkemesinin karar vereceği ancak haczedilen menkuller üçüncü kişinin elinde ise, istihkak iddiası icra müdürlüğünün alacaklıya istihkak davası açması için süre vereceği- İcra takibi sırasında haksız yere malı haczedilen üçüncü kişinin bu yüzden doğacak gerçek zararının ödetilmesi, İİK mad. 97 hükmü dışında genel hükümlere göre genel mahkemelerde açılabileceği ve ayrı bir dava ile isteyebileceği- İcra memurunun yetkisini aşarak haciz işlemi yapmaması halinin bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması niteliğinde olup süresiz şikâyete tabi olduğu-
İstihkak davalarının İİK'nun m.97 gereğince genel hükümlere göre görüleceği- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu- Maktu başvuru harcı ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe davaya devam edilmeyeceği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, her şeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK'nin 106. maddesinde menkul mallar için öngörülen altı aylık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması gerektiği- Alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren altı aylık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirilmediği durumda para üzerindeki haczin kalkacağı- Öyleyse İstihkak davasının mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
İcra Müdürlüğünce üçüncü kişinin istihkak iddiası üzerine İİK'nin 97. maddesi gereğince istihkak iddiası hakkında varsa itirazlarını bildirmeleri için, varaka düzenlenerek alacaklı ve borçluya tebliğe gönderildiği, 17.07.2014 tarihinde alacaklı vekiline istihkak iddiasına ilişkin varakanın tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin yedi gün içinde davayı açtığı, ne var ki alacaklı vekiline istihkak iddiasının bildirilmesine yönelik tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu durumda alacaklının 23.07.2014 tarihinde açtığı eldeki dava ile istihkak iddiasına itiraz ettiğinin ve itirazın sürede olduğunun kabulü gerekeceği-
Temyize konu şikayet, İİK'nin 97. maddesi uyarınca yapılan haczin İİK'nin 99. maddesi uyarınca yapılması gerektiğine ilişkin olup, aynı Mahkemede görülen davanın ise istihkak iddiası nedeniyle takibin taliki veya devamına ilişkin olduğu, icra mahkemesince takibin devamına karar verilmesi, hacze ilişkin memur işleminin iptali için şikayet yoluna gidilmesine engel olmadığı gibi, ilgilinin bu şikayeti yapmasında hukuki yararının bulunmadığından da bahsedilemeyeceği-